Gönül, bu vücut ülkesini kaplamıştır, cömertliğinden altınlar saçıp durmaktadır.
دل محیطست اندرین خطهی وجود ** زر همیافشاند از احسان و جود
Âlemdekilere Allah selâmından selâmlar saçmaktadır.
از سلام حق سلامیها نثار ** میکند بر اهل عالم اختیار
Kimin eteği sağlamsa, kimin eteği hazırsa o gönül saçısına nail olur.
هر که را دامن درستست و معد ** آن نثار دل بر آنکس میرسد
Senin eteğin de o niyazdır, o huzurdur. Kendine gel de kötülük taşlarını eteğine koyma.2275
دامن تو آن نیازست و حضور ** هین منه در دامن آن سنگ فجور
Koyma da o taşlar eteğini yırtmasın. Eteğin yırtılmasın sana asıl parayı uydurma paradan fark edesin.
تا ندرد دامنت زان سنگها ** تا بدانی نقد را از رنگها
Sen, eteğini cihandaki taşlarla, çocuklar gibi altın ve gümüş farz edilen taşlarla doldurdun.
سنگ پر کردی تو دامن از جهان ** هم ز سنگ سیم و زر چون کودکان
Fakat hayali altın ve gümüş, hakiki altın ve gümüşe benzemez. Onlar, senin doğruluk eteğini yırttı, derdini artırdı.
از خیال سیم و زر چون زر نبود ** دامن صدقت درید و غم فزود
Akıl, el atıp da eteklerini tutmadıkça çocuklar, taşın taş olduğunu nasıl görürler?
کی نماید کودکان را سنگ سنگ ** تا نگیرد عقل دامنشان به چنگ
İnsan akılla bir olur; saçı sakalı ağarmakla değil. O talihe, o devlete ümit kılı sığmaz, o devlet ümit ile rica ile bulunmaz!2280
پیر عقل آمد نه آن موی سپید ** مو نمیگنجد درین بخت و امید
O cemaatin, Dekukî’nin dua ve şefaatini hoş görmeyip uçması, gayp perdesi altında gizlenmesi Dekukî’ini, havaya mı çıktılar, yere mi geçtiler diye şaşırıp kalması
انکار کردن آن جماعت بر دعا و شفاعت دقوقی و پریدن ایشان و ناپیدا شدن در پردهی غیب و حیران شدن دقوقی کی در هوا رفتند یا در زمین
O gemi kurtuldu, murat hâsıl oldu, o cemaatin namazı da tamamlandı.
چون رهید آن کشتی و آمد بکام ** شد نماز آن جماعت هم تمام