Demek ki gizlediği şeyi ta ovalara çıkarsın da bayrak gibi diksin, el âleme göstersin diye Allah, zulmeden kötülükte bulunan kişinin başına bu memuru dikiyor.2460
پس همان کس کین موکل میکند ** تا لوای راز بر صحرا زند
Bunu yapan Allah, mahşer gününde de sırrını meydana çıkarmak için başka memurlar yaratmaya kadirdir.
پس موکلهای دیگر روز حشر ** هم تواند آفرید از بهر نشر
Zaten ey zulümde, kinde elden ele geçmiş, herkesçe ne olduğu bilinmiş, anlaşılmış adam, senin için, dışın meydanda… Elinin, ayağının şahadetine ne ihtiyaç var?
ای بده دست آمده در ظلم و کین ** گوهرت پیداست حاجت نیست این
Kötülüğünü, ziyankârlığını etrafa yaymaya hacet yok. Senin ateşten ibaret olan içini herkes biliyor.
نیست حاجت شهره گشتن در گزند ** بر ضمیر آتشینت واقفاند
Nefsinden, her an, beni görün, ben cehennemliğim diye yüzlerce kıvılcım sıçramada.
نفس تو هر دم بر آرد صد شرار ** که ببینیدم منم ز اصحاب نار
Ben ateşin cüz’üyüm, işte aslıma gidiyorum. Nur değilim ki Allah’a gideyim demekte.2465
جزو نارم سوی کل خود روم ** من نه نورم که سوی حضرت شوم
Bu hak, hukuk tanımaz zalim gibi. Bir öküzceğiz için bunca hilelere girişti.
همچنان کین ظالم حق ناشناس ** بهر گاوی کرد چندین التباس
Hâlbuki o, efendisinden yüzlerce öküz, yüzlerce deve almıştı. Babacığım, işte senin nefis dediğin de budur. Tek hemen ondan kesile gör!
او ازو صد گاو برد و صد شتر ** نفس اینست ای پدر از وی ببر
Bu zalim, bir gün bile Allah’a yüz tutup ağlamadı, inlemedi. Ağzından bir kerecik olsun aşkla, dertle “Yarabbi” sözü çıkmadı.
نیز روزی با خدا زاری نکرد ** یا ربی نامد ازو روزی بدرد
“Allah’ım, düşmanımı hoşnut et. Ben bir ziyankârlıkta bulundum ama sen onu kâra tebdil eyle.