English    Türkçe    فارسی   

3
2682-2691

  • Sana yabancı olan, seninle uzlaştı. Sence o büyük ve yüce oldu.
  • Bu da o, hastalığın tesirinden… O illetin zehri bütün canlara sirayet eder.
  • O illeti derhal geçirmeye çalışmak gerek. O illet durdukça şeker bile zehir kesilir.
  • Her güzel ve tatlı şey, insana kötü ve acı gelir. İnsan Âbıhayat içse ateş sanır. 2685
  • O huy, ölüm kimyasıdır, dert kimyasıdır. Sen de o huy var mı? Nihayet hayatın bile o yüzden ölüm olur!
  • O huy, sendeyken gönlü dirilten gıda bile senin vücudunda kokar, leş kesilir.
  • Nâz-u naimle avlanan nice aziz kişiler vardır ki sana av olsalar sence bayağı görünürler.
  • Bir akıl, gararsız, maksatsız başka bir akılla bağdaşırsa sevgi, gün gittikçe artar.
  • Fakat nefis, aşağılık bir nefisle tanışır, dost olursa şüphesiz olarak bil ki bu dostluk, zaman geçtikçe azalır. 2690
  • Çünkü nefsin daima bir illet, bir maksat etrafında döner, dolaşır… Dostluğu, bilişiği de çabucacık bozar!