English    Türkçe    فارسی   

3
2739-2748

  • Bütün av hayvanları, fil sürüsünün yüzünden suyu güzel kaynağa gidemez olmuşlardı.
  • کز رمه‌ی پیلان بر آن چشمه‌ی زلال ** جمله نخجیران بدند اندر وبال
  • Hepsi de korkularından oraya yanaşamıyorlardı. Güçleri, kuvvetleri yoktu, bir düzen düzdüler. 2740
  • جمله محروم و ز خوف از چشمه دور ** حیله‌ای کردند چون کم بود زور
  • Bir ihtiyar tavşan, ayın ilk gecesi dağın tepesine çıkıp bağırdı:
  • از سر که بانگ زد خرگوش زال ** سوی پیلان در شب غره‌ی هلال
  • Ey fil padişahı, ayın on dördüncü gecesi gel de kaynağa bak, sözümün doğruluğunu gör!
  • که بیا رابع عشر ای شاه‌پیل ** تا درون چشمه یابی این دلیل
  • Ben elçiyim, elçiye zeval yok… Ona ne kızılır, sövülür, ne hapse atılır.
  • شاه‌پیلا من رسولم پیش بیست ** بر رسولان بند و زجر و خشم نیست
  • Ay diyor ki: “Filler, buradan gidin, kaynak bizimdir, dağılın buradan!
  • ماه می‌گوید که ای پیلان روید ** چشمه آن ماست زین یکسو شوید
  • Yoksa sizin gözünüzü kör ederim. Ben, onun sözünü söyledim, boynumdan vebali attım. 2745
  • ورنه منتان کور گردانم ستم ** گفتم از گردن برون انداختم
  • Bu kaynağı bırakıp gidin de ayın kılıncından emin olun.
  • ترک این چشمه بگویید و روید ** تا ز زخم تیغ مه آمن شوید
  • Sözümün doğruluğuna nişan de şu: Filler, su içmek için kaynağa geldiler mi ay harekete gelir.
  • نک نشان آنست کاندر چشمه ماه ** مضطرب گردد ز پیل آب‌خواه
  • Fil padişahı, filân gece gel de kaynakta bu dediğimi gör!
  • آن فلان شب حاضر آ ای شاه‌پیل ** تا درون چشمه یابی زین دلیل