- Nuh da “Ben, bunu Allah emriyle yapıyorum, bu alaylarla işime kesat gelmez” demekteydi.
- او همیگفت این به فرمان خداست ** این بچربکها نخواهد گشت کاست
- Bir hırsıza "Gece yarısı bu duvar dibinde ne yapıyorsun?" demeleri, hırsızın "davul çalıyorum" demesi
- حکایت آن دزد کی پرسیدند چه میکنی نیمشب در بن این دیوار گفت دهل میزنم
- Şu hikâyeyi dinle de bak! Hırsızlığa alışmış herifin biri bir gece bir duvarın dibini delmekteydi.
- این مثل بشنو که شب دزدی عنید ** در بن دیوار حفره میبرید
- Hasta ev sahibi, gece yarısı yavaş, yavaş bir tak taktır duydu. 2800
- نیمبیداری که او رنجور بود ** طقطق آهستهاش را میشنود
- Dama çıkıp aşağıya eğildi, hırsızı görüp “Baba, ne yapıyorsun?
- رفت بر بام و فرو آویخت سر ** گفت او را در چه کاری ای پدر
- Hayırdır, inşallah… Gece yarısı ne ediyorsun, kim sen” dedi. Hırsız “Davulcuyum azizim” diye cevap verdi.
- خیر باشد نیمشب چه میکنی ** تو کیی گفتا دهلزن ای سنی
- Adam “Peki, burada ne yapıyorsun?” deyince hırsız “Davul çalıyorum” dedi. Ev sahibi dedi ki: “Be adam, davul sesi hani?”
- در چه کاری گفت میکوبم دهل ** گفت کو بانگ دهل ای بوسبل
- Hırsız “Dur hele, sesini yarın duyarsın eyvahlar olsun! Dediğin zaman kulağına dank eder!”
- گفت فردا بشنوی این بانگ را ** نعره یا حسرتا وا ویلتا
- Kelîle’ de ki o hikâye de yalan, saçma, düzme… Fakat o saçma hikâyenin ne demek olduğunu, o hikâyenin maksadının anlamadın ki! 2805
- آن دروغست و کژ و بر ساخته ** سر آن کژ را تو هم نشناخته
- Münkirlerin söyledikleri tavşanın aya elçilik ederek file haber getirmesi hikâyesinin hakikati
- جواب آن مثل کی منکران گفتند از رسالت خرگوش پیغام به پیل از ماه آسمان
- A herzevekil, o tavşanın hakikati şeytan’dır. Senin nefsine elçi olarak geldi de,
- سر آن خرگوش دان دیو فضول ** که به پیش نفس تو آمد رسول
- Ahmak nefsini, Hızır’ın içtiği Âbıhayattan mahrum eti.
- تا که نفس گول را محروم کرد ** ز آب حیوانی که از وی خضر خورد