English    Türkçe    فارسی   

3
2868-2877

  • Çünkü bu kuşun gönlü, ihtiyata riayet edenlerin padişahı kesildi de konağı, güllükler, çimenlikler dolu!
  • زانک شاه حازمان آمد دلش ** تا گلستان و چمن شد منزلش
  • O ihtiyatından razı, ihtiyatı ondan memnun… İşte sen de tedbirde bulunacaksan böyle bir tedbirde bulun, bu işe sarılacaksan böyle bir işe sarıl!
  • حزم ازو راضی و او راضی ز حزم ** این چنین کن گر کنی تدبیر و عزم
  • Nice defalar hırs tuzağına düştün, boğazını kesilmeye teslim ettin! 2870
  • بارها در دام حرص افتاده‌ای ** حلق خود را در بریدن داده‌ای
  • Tövbeler kabul eden Allah, yine seni azat etti, tövbeni kabul ederek seni neşelendirdi.
  • بازت آن تواب لطف آزاد کرد ** توبه پذرفت و شما را شاد کرد
  • “Tövbenizi bozar, kötülüğe başlarsanız biz de tekrar size azap ederiz. Biz yapılan işlere uygun karşılıkları çift ettik” dedi.
  • گفت ان عدتم کذا عدنا کذا ** نحن زوجنا الفعال بالجزا
  • Bir kadının kocasını yahut bir kocanın karısını alıp bir yere götürsen eşi de koşa koşa mutlaka onun yanına gelir.
  • چونک جفتی را بر خود آورم ** آید آن را جفتش دوانه لاجرم
  • Bu yapılan işleri de eserleriyle çift yarattık… Bir amelde bulundun mu mutlaka eşi de zuhur eder.
  • جفت کردیم این عمل را با اثر ** چون رسد جفتی رسد جفتی دگر
  • Birisi gelip bir karının kocasını esir ederek götürse karısı, kocasını araya araya çıkagelir. 2875
  • چون رباید غارتی از جفت شوی ** جفت می‌آید پس او شوی‌جوی
  • Sen de bir kere daha bu tuzağa geldin, bir kere daha tövbenin gözüne toprak serptin!
  • بار دیگر سوی این دام آمدیت ** خاک اندر دیده‌ی توبه زدیت
  • Tövbeleri kabul eden, suçluları yargılayan Allah, tekrar o düğümü çözdü de “Kendine gel… Bu tarafa yüz tutma” dedi.
  • بازتان تواب بگشاد از گره ** گفت هین بگریز روی این سو منه