English    Türkçe    فارسی   

3
298-307

  • İsa’nın ibadet yeri, gönül ehlinin sofrasıdır. Kendine gel, kendine ey derde müptelâ, sakın bu kapıyı bırakma.
  • صومعه‌ی عیسیست خوان اهل دل ** هان و هان ای مبتلا این در مهل
  • Halk her taraftan toplanır, kör, çolak, kötürüm, topal… Hepsi.
  • جمع گشتندی ز هر اطراف خلق ** از ضریر و لنگ و شل و اهل دلق
  • Sabahleyin İsa’nın ibadet ettiği yerin kapısına gelir, onun nefesiyle illetten kurtulmayı umarak bekleşirdi. 300
  • بر در آن صومعه‌ی عیسی صباح ** تا بدم اوشان رهاند از جناح
  • İsa, o güzel gidişli, evradını bitirince kuşluk çağı dışarı çıkar.
  • او چو فارغ گشتی از اوراد خویش ** چاشتگه بیرون شدی آن خوب‌کیش
  • Zayıf, perişan birçok dertlinin şifa ümidiyle kapıya oturup bekleştiğini görür.
  • جوق جوقی مبتلا دیدی نزار ** شسته بر در در امید و انتظار
  • Dua ederde “Allah, hepinizin muradını verdi, maksatlarınıza eriştiniz.
  • گفتی ای اصحاب آفت از خدا ** حاجت این جملگانتان شد روا
  • Şimdilik illetsiz zahmetsiz yürüyün, Allah’ın yargılama ve kerem etmesine doğrulun” der.
  • هین روان گردید بی رنج و عنا ** سوی غفاری و اکرام خدا
  • Hepsi ayaklara bağlı develere benzerken himmet edip bağlarını çözer. 305
  • جملگان چون اشتران بسته‌پای ** که گشایی زانوی ایشان برای
  • Onlar da hemencecik sıhhat bulup onun duasıyla neşelenerek yürür giderlerdi.
  • خوش دوان و شادمانه سوی خان ** از دعای او شدندی پا دوان
  • Sen de bunca âfetlere uğradın, hepsinden tecrübeler gördün… Padişah meşrepli erlerden sıhhat buldun.
  • آزمودی تو بسی آفات خویش ** یافتی صحت ازین شاهان کیش