- Bu uzaktan gelen, ay’ın on dördü gibi bir delikanlı… Yüzünün nuru, balkıyıp durmakta… Gündüzü bile nursuz bırakmakta.
- این یکی بدریست میآید ز دور ** میزند بر نور روز از روش نور
- Kölemiz nerede? Acaba birisi mi öldürdü, yoksa kurt mu paraladı da öldü?” demeye başladı. 3180
- کو غلام ما مگر سرگشته شد ** یا بدو گرگی رسید و کشته شد
- Köle yanına gelince “Sen kimsin?” Yemenli misin, Türk müsün?
- چون بیامد پیش گفتش کیستی ** از یمن زادی و یا ترکیستی
- Söyle, doğru söyle… Kölemi ne yaptın? Öldürdüysen gizleme, hileye sapma!” dedi.
- گو غلامم را چه کردی راست گو ** گر بکشتی وا نما حیلت مجو
- Köle dedi ki: “Öldürmüş olsam yanına nasıl gelirim,
- گفت اگر کشتم بتو چون آمدم ** چون به پای خود درین خون آمدم
- Kendi ayağımla kanımı döktürmeye gelir miyim hiç?
- کو غلام من بگفت اینک منم ** کرد دست فضل یزدان روشنم
- Bey, “Hey ne söylüyorsun, kölem nerede benim? Doğruyu söylemekten başka çare yok, kurtulamazsın elimden “ dedi. 3185
- هی چه میگویی غلام من کجاست ** هین نخواهی رست از من جز براست
- Köle dedi ki: “Köleyle arandaki sırları birer birer tamamıyla söyleyeyim…
- گفت اسرار ترا با آن غلام ** جمله وا گویم یکایک من تمام
- Beni satın aldığın zamandan şimdiye kadar ne gelmiş geçmişse anlatayım da,
- زان زمانی که خریدی تو مرا ** تا به اکنون باز گویم ماجرا
- Kapkara vücudumdan bir sabah açılmış olmakla beraber senin kölen olduğumu anla!”
- تا بدانی که همانم در وجود ** گرچه از شبدیز من صبحی گشود