English    Türkçe    فارسی   

3
3314-3323

  • Adam, bu sözü duyunca derhal atı sattı. Horozun dediği çıkmadı, köpeğe karşı mahcup vaziyette kaldı.
  • اسپ را بفروخت چون بشنید مرد ** پیش سگ شد آن خروسش روی‌زرد
  • Ertesi günü yine horoz, ekmeği kapınca köpek ağzını açtı, dedi ki: 3315
  • روز دیگر همچنان نان را ربود ** آن خروس و سگ برو لب بر گشود
  • “A düzenbaz horoz… Bu yalan niceye bir? Niceye bir bu zulümkârlık, bu yalancılık, bu kara yüreklilik?
  • کای خروس عشوه‌ده چند این دروغ ** ظالمی و کاذبی و بی فروغ
  • Hani at sakatlanacak dediydin, nerde? Sen, düzenci körün birisin, sözünde hiçbir doğru yok!”
  • اسپ کش گفتی سقط گردد کجاست ** کور اخترگوی و محرومی ز راست
  • Her şeyden haberi olan horoz, köpeğe “Atı sakatlandı, sakatlandı ama başka yerde.
  • گفت او را آن خروس با خبر ** که سقط شد اسپ او جای دگر
  • Atını satıp ziyandan kurtuldu. Uğrayacağı ziyanı, başkalarına yükletti.
  • اسپ را بفروخت و جست او از زیان ** آن زیان انداخت او بر دیگران
  • Fakat yarın katırı sakatlanacak, o nimet, ancak köpeklere nasip olacak” dedi 3320
  • لیک فردا استرش گردد سقط ** مر سگان را باشد آن نعمت فقط
  • O haris adam, hemencecik katırı da sattı, dertten de kurtuldu, ziyandan da.
  • زود استر را فروشید آن حریص ** یافت از غم وز زیان آن دم محیص
  • Üçüncü günü köpek, horoza dedi ki: “Ey beyliği davulla dümbelekle ilân edilen yalancılar beyi, hani, nerede vaadin?”
  • روز ثالث گفت سگ با آن خروس ** ای امیر کاذبان با طبل و کوس
  • Horoz, “Acele katırı da sattı. Fakat yarın kölesi ölecek.
  • گفت او بفروخت استر را شتاب ** گفت فردایش غلام آید مصاب