- Musa, “Yürü, yüzünü yerlere döşe de kurtul. Mademki usta oldun, kuyudan sıçra, çık!
- گفت رو بفروش خود را و بره ** چونک استا گشتهای بر جه ز چه
- Hadi Müslümanlara ziyan ver, keseni, dağarcığını iki kat doldur. 3370
- بر مسلمانان زیان انداز تو ** کیسه و همیانها را کن دوتو
- Ben, sana aynada görünen bu kaza ve kaderi kerpiçte gördüm.
- من درون خشت دیدم این قضا ** که در آیینه عیان شد مر ترا
- Akıllı kişiye, sonda görülecek şey önceden görünür, gönlüne doğar; bilgisi az kişiye sonunda!” dedi.
- عاقل اول بیند آخر را بدل ** اندر آخر بیند از دانش مقل
- Adam tekrar feryat edip dedi ki: “Ey iyi ahlâklı, lütfet. Başıma kakma yüzüme vurma.
- باز زاری کرد کای نیکوخصال ** مر مرا در سر مزن در رو ممال
- Ben, iyiliğe lâyık bir adam değilim, ancak öyle hareket edebilirdim… Ettim de. Sen, benim liyakatsızlığıma iyi bir karşılık ver, lütfet.”
- از من آن آمد که بودم ناسزا ** ناسزایم را تو ده حسن الجزا
- Musa, “Oğul, şastten bir oktur fırladı, geri gelmesi âdet değildir ki. 3375
- گفت تیری جست از شست ای پسر ** نیست سنت کید آن واپس به سر
- Fakat bir iyilikte bulunmak isterim; ölüm zamanı imansız kalmayasın, imanlı ölesin.
- لیک در خواهم ز نیکوداوری ** تا که ایمان آن زمان با خود بری
- İmanını yoldaş edindin mi dirisin… İmanla gittin mi ebedîsin” dedi.
- چونک ایمان برده باشی زندهای ** چونک با ایمان روی پایندهای
- Tam bu sırada adamın hali değişti gönlü bulandı, leğen getirdiler.
- هم در آن دم حال بر خواجه بگشت ** تا دلش شوریده و آوردند طشت