English    Türkçe    فارسی   

3
3369-3378

  • Musa, “Yürü, yüzünü yerlere döşe de kurtul. Mademki usta oldun, kuyudan sıçra, çık!
  • Hadi Müslümanlara ziyan ver, keseni, dağarcığını iki kat doldur. 3370
  • Ben, sana aynada görünen bu kaza ve kaderi kerpiçte gördüm.
  • Akıllı kişiye, sonda görülecek şey önceden görünür, gönlüne doğar; bilgisi az kişiye sonunda!” dedi.
  • Adam tekrar feryat edip dedi ki: “Ey iyi ahlâklı, lütfet. Başıma kakma yüzüme vurma.
  • Ben, iyiliğe lâyık bir adam değilim, ancak öyle hareket edebilirdim… Ettim de. Sen, benim liyakatsızlığıma iyi bir karşılık ver, lütfet.”
  • Musa, “Oğul, şastten bir oktur fırladı, geri gelmesi âdet değildir ki. 3375
  • Fakat bir iyilikte bulunmak isterim; ölüm zamanı imansız kalmayasın, imanlı ölesin.
  • İmanını yoldaş edindin mi dirisin… İmanla gittin mi ebedîsin” dedi.
  • Tam bu sırada adamın hali değişti gönlü bulandı, leğen getirdiler.