- O uzun günde hesap için, canlar yakan güneşin altında bekler kalırsın…
- منتظر مانی در آن روز دراز ** در حساب و آفتاب جانگداز
- Çünkü sen dünyada göğü de, göktekileri de elbette yola girerim tohumunu eke eke beklemiştin!
- کسمان را منتظر میداشتی ** تخم فردا ره روم میکاشتی
- Kızgınlığın, cehennem ateşinin tohumudur. Kendine gel de şu cehennemini söndür, çünkü o bir tuzaktır. 3480
- خشم تو تخم سعیر دوزخست ** هین بکش این دوزخت را کین فخست
- Bu ateşi ancak nur söndürebilir. Cehennem mümine “Nurun ateşimizi söndürdü“ der… Allah’a şükürler olsun!
- کشتن این نار نبود جز به نور ** نورک اطفا نارنا نحن الشکور
- Nura sahip olmadığın halde yavaşlık, mülayimlik gösterirsen bu kötü bir şeydir. Çünkü ateşin sönmemiştir, küllenmiştir.
- گر تو بی نوری کنی حلمی بدست ** آتشت زندهست و در خاکسترست
- Bu hal, bir tekellüftür. Aklını başına al, ateşi din nurundan başka bir şey söndürmez.
- آن تکلف باشد و روپوش هین ** نار را نکشد به غیر نور دین
- Din nurunu görmedikçe emin olma… Çünkü gizli ateş, bir gün olur ortaya çıkar.
- تا نبینی نور دین آمن مباش ** کاتش پنهان شود یک روز فاش
- Nuru bir su bil, suya yapış… Suyu elde ettin mi ateşten korkma! 3485
- نور آبی دان و هم در آب چفس ** چونک داری آب از آتش مترس
- Ateşi su söndürür. Çünkü ateş, huyu muktezası suyun soyunu, sopunu, oğullarını, (yani ağaçları, otları) yakar, yandırır!
- آب آتش را کشد کتش بخو ** میبسوزد نسل و فرزندان او
- Birkaç günceğiz o su kuşlarının yanına git de seni Abıhayata ulaştırsınlar.
- سوی آن مرغابیان رو روز چند ** تا ترا در آب حیوانی کشند