- Av gecikince beklemekten usanır, sıkılırlar da acaba gördüğümüz av mıydı, hayal miydi derler.
- چون بماند دیر گویند از ملال ** صید بود آن خود عجب یا خود خیال
- Bir an istirahat ederek güçlenip kuvvetlenmeleri daha doğrudur. 3730
- مصلحت آنست تا یک ساعتی ** قوتی گیرند و زور از راحتی
- Eğer gece olmasaydı bütün halk, hırstan, isteklerinin üstüne titremeden kendilerini yakar, helâk ederlerdi.
- گر نبودی شب همه خلقان ز آز ** خویشتن را سوختندی ز اهتزاز
- Herkes bir şey elde etmek, bir kâr kazanmak hevesiyle bedenini ateşlere atmış, yanıp yakılmıştır.
- از هوس وز حرص سود اندوختن ** هر کسی دادی بدن را سوختن
- Bir müddet hırslarından kurtulsunlar diye gece, Allah rahmeti gibi zuhur etti.
- شب پدید آید چو گنج رحمتی ** تا رهند ازحرص خود یکساعتی
- Yolcu, sana da bir sıkıntı, bir gönül darlığı geldi mi alevlenme, meyus olma… Senin için muvafıktır o.
- چونک قبضی آیدت ای راهرو ** آن صلاح تست آتش دل مشو
- Çünkü ferahlık ve genişlik zamanında varını, yoğunu harcedip duruyorsun demektir. Harcetmeye karşılık bir de gelir lâzım elbet! 3735
- زآنک در خرجی در آن بسط و گشاد ** خرج را دخلی بباید زاعتداد
- Ya mevsimi sürüp gitseydi güneş, bağları, bahçeleri yakar kavururdu.
- گر هماره فصل تابستان بدی ** سوزش خورشید در بستان شدی
- Nebatları kökünden yakardı, bir daha o yanıp kavrulan şeyler yenilemezdi, yeşerip tazelenmezdi.
- منبتش را سوختی از بیخ و بن ** که دگر تازه نگشتی آن کهن
- Kışın yüzü ekşidir ama şefkatlidir... yaz gülümser ama yakar, yandırır!
- گر ترشرویست آن دی مشفق است ** صیف خندانست اما محرقست