- Erler, ben, hayallere kapılıp bu yolda duracaklardan değilim. 4100
- ای حریفان من از آنها نیستم ** کز خیالاتی درین ره بیستم
- Ben, İsmail Peygambere mensup olanlardanım, öldürülmeden çekinmem yok… Hatta İsmail gibi başından geçmiş bir adamım ben!
- من چو اسماعیلیانم بیحذر ** بل چو اسمعیل آزادم ز سر
- Gösterişlerden de geçmişim, riyadan da “Söyle geliniz” emri canıma gel demiştir.
- فارغم از طمطراق و از ریا ** قل تعالوا گفت جانم را بیا
- Peygamber dedi ki: İhsan edilen şeye verilecek karşılığı iyice bilen bu dünyada ihsanda bulunur.
- گفت پیغامبر که جاد فی السلف ** بالعطیه من تیقن بالخلف
- Verilen şeye verilecek yüzlerce karşılığı gören derhal cömertliğe ihsana başlar.
- هر که بیند مر عطا را صد عوض ** زود دربازد عطا را زین غرض
- Herkes, kâr elde etmek için malını vermek üzere pazara, çarşıya bağlanmıştır. 4105
- جمله در بازار از آن گشتند بند ** تا چو سود افتاد مال خود دهند
- Dağarcıktaki altın sahibi bir kâr elde etsin de onu yoksullara versin diye ısrarla oturmuş beklemektedir.
- زر در انبانها نشسته منتظر ** تا که سود آید ببذل آید مصر
- Satıcı, elindeki kumaşın fazla para ettiğini gördü mü ona olan aşkı soğuyuverir.
- چون ببیند کالهای در ربح بیش ** سرد گردد عشقش از کالای خویش
- Kumaşların fazla bir kâr getirdiğini görmez de o yüzden onlara ısınır, onları elden çıkarmaz.
- گرم زان ماندست با آن کو ندید ** کالههای خویش را ربح و مزید
- Bilgi, hüner ve sanatlarda böyledir. Bunlara sahip olanlar, bunlardan daha şerefli, daha üstün bir şey görmezler de o yüzden ehemmiyet verirler.
- همچنین علم و هنرها و حرف ** چون بدید افزون از آنها در شرف