- O, Hakîm’in sözünü, o Hakîm’in öğüdünü tutmaz mıyım hiç? Her kötü ve yanlış kınama yüzünden gönlümü bozmam, işimden, sözümden kalmam.
- نه بگیرم گفت و پند آن حکیم ** دل نگردانم بهر طعنی سقیم
- Seyislerin ıslık çalmaları yüzünden tayın ürküp su içmemesi
- مثل زدن در رمیدن کرهی اسپ از آب خوردن به سبب شخولیدن سایسان
- Hakîm-i Gaznevî, buyurmuştur ki: tayla anası su içerlerken,
- آنک فرمودست او اندر خطاب ** کره و مادر همیخوردند آب
- Seyisler, atlar gelsinler, su içsinler diye ıslık çalıyorlardı.
- میشخولیدند هر دم آن نفر ** بهر اسپان که هلا هین آب خور
- Tay ıslık sesini duyunca başını kaldırdı, ürküp su içmekten vazgeçti.
- آن شخولیدن به کره میرسید ** سر همی بر داشت و از خور میرمید
- Anası “Yavrucuğum, neye ürküyor su içmiyorsun?” diye sordu. 4295
- مادرش پرسید کای کره چرا ** میرمی هر ساعتی زین استقا
- Tay dedi ki: “Bunlar ıslık çalıyorlar. Hep birden ıslık çalmalarından korktum.
- گفت کره میشخولند این گروه ** ز اتفاق بانگشان دارم شکوه
- Yüreğim titredi, yerinden oynadı. Hep birden ıslık çalıp bağırmaları beni korkuttu.”
- پس دلم میلرزد از جا میرود ** ز اتفاق نعره خوفم میرسد
- Anası “Dünya kurulalı abes işler de bulunanlar vardır… Bu dünya böyle kurulmuş, böyle gider!
- گفت مادر تا جهان بودست ازین ** کارافزایان بدند اندر زمین
- Benim akıllı yavrucuğum, sen işine bak… Onların kendi saçlarını, sakallarını yolmaları yakındır!” dedi.
- هین تو کار خویش کن ای ارجمند ** زود کایشان ریش خود بر میکنند
- Vakit var, tertemiz ve gür su da akıp gidiyor. Sudan ayrılırsın, ayrılık seni şahrem şahrem eder… Bundan önce davran da, 4300
- وقت تنگ و میرود آب فراخ ** پیش از آن کز هجر گردی شاخ شاخ