- Tay ıslık sesini duyunca başını kaldırdı, ürküp su içmekten vazgeçti.
- آن شخولیدن به کره میرسید ** سر همی بر داشت و از خور میرمید
- Anası “Yavrucuğum, neye ürküyor su içmiyorsun?” diye sordu. 4295
- مادرش پرسید کای کره چرا ** میرمی هر ساعتی زین استقا
- Tay dedi ki: “Bunlar ıslık çalıyorlar. Hep birden ıslık çalmalarından korktum.
- گفت کره میشخولند این گروه ** ز اتفاق بانگشان دارم شکوه
- Yüreğim titredi, yerinden oynadı. Hep birden ıslık çalıp bağırmaları beni korkuttu.”
- پس دلم میلرزد از جا میرود ** ز اتفاق نعره خوفم میرسد
- Anası “Dünya kurulalı abes işler de bulunanlar vardır… Bu dünya böyle kurulmuş, böyle gider!
- گفت مادر تا جهان بودست ازین ** کارافزایان بدند اندر زمین
- Benim akıllı yavrucuğum, sen işine bak… Onların kendi saçlarını, sakallarını yolmaları yakındır!” dedi.
- هین تو کار خویش کن ای ارجمند ** زود کایشان ریش خود بر میکنند
- Vakit var, tertemiz ve gür su da akıp gidiyor. Sudan ayrılırsın, ayrılık seni şahrem şahrem eder… Bundan önce davran da, 4300
- وقت تنگ و میرود آب فراخ ** پیش از آن کز هجر گردی شاخ شاخ
- Âbıhayat’la dolu olan ırmaktan su içmeye bak… İç de senden nebatlar bitsin!
- شهره کاریزیست پر آب حیات ** آب کش تا بر دمد از تو نبات
- Ey gafil susuz, biz velilerin sözlerinden Hızır’ın Âbıhayat’ını içmekteyiz, gel!
- آب خضر از جوی نطق اولیا ** میخوریم ای تشنهی غافل بیا
- Bu gür suyu görmüyorsan bari körler gibi gel de testini suya daldır.
- گر نبینی آب کورانه بفن ** سوی جو آور سبو در جوی زن