English    Türkçe    فارسی   

3
430-439

  • Buğdaya güneşle rızık veren Allah, senin ona dayanmanı nasıl olur da zayi eder? 430
  • Buğday için, gökyüzünden buğday gönderenden ayrıldın ha!
  • Doğanın kazları ovaya çağırması
  • Doğan, Kaza “Sudan çık da şekerler akan ovaları bir gör” dedi.
  • Akıllı kaz dedi ki: “Ey sudan uzakta kalmış doğan, su bizim kalemizdir, huzurumuzdur, neşemizdir.”
  • Şeytan da doğan gibidir. Kazlar, koşun, kendinize gelin, su kalesinden dışarıya az çıkın.
  • Doğana deyin ki: “Haydi yürü yürü, dön geri. Ey aşağılık adam, başımızdan el çek. 435
  • Biz senin davetinden uzağız, bu davet senin olsun. Biz senin şu nefesini içmeyiz bile a kâfir!
  • Kale bizim olsun, şekerle şeker yurdu senin. Bize senin hediyenin lüzumu yok, al, senin olsun!
  • Can oldu mu gıda eksik gelmez elbet. Asker var mı, bayrak elbette bulunur!
  • Tedbirli şehirli, birçok özürler getirdi, o merdut ifrite nice bahaneler serdetti.