İnsan, hayvan, nebat, cemat… Her şey, birbirine âşıktır. Bir adam, bir şeyi sevdi de muradı o oldu, başka bir şey dilemez bir hale geldi mi o muradı olan sevgilide muratsız hale gelen âşığına âşıktır.
آدمی حیوان نباتی و جماد ** هر مرادی عاشق هر بیمراد
Muratsız hale gelen âşıklar, bir murat etrafında döner, dolaşır, yalnız sevgililerini dilerler ama muratları, maksatları olan sevgililer de onları kendilerine çekip dururlar.
بیمرادان بر مرادی میتنند ** و آن مرادان جذب ایشان میکنند
Fakat âşıkların meyil ve muhabbetleri, âşıkları zayıf bir hale getirir… Maşukların meyil ve muhabbeti ise onları güzelleştirir, parlak bir hale sokar!4445
لیک میل عاشقان لاغر کند ** میل معشوقان خوش و خوشفر کند
Sevgililerin aşkı onların yanaklarını parlatır; âşıkların aşkı, âşıkların canlarını yandırır!
عشق معشوقان دو رخ افروخته ** عشق عاشق جان او را سوخته
Kehlibar, niyazdan müstağni davranan bir âşıktır…o uzun yola düşen, o uzun yolda savaşansa saman çöpü!
کهربا عاشق به شکل بینیاز ** کاه میکوشد در آن راه دراز
Bunu bırak… O susamış âşığın aşkı, Sadr-ı Cihan’ın gönlünde parladı.
این رها کن عشق آن تشنهدهان ** تافت اندر سینهی صدر جهان
O aşkın, o ateşgedenin dumanı ona kadar vardı, gönlünü yumuşattı.
دود آن عشق و غم آتشکده ** رفته در مخدوم او مشفق شده
Fakat onu aramayı namusuna, kibrine yediremiyordu.4450
لیکش از ناموس و بوش و آب رو ** شرم میآمد که وا جوید ازو
Merhameti, o yoksula müştak olmuştu; saltanat bu lütfa mâni oluyordu.
رحمتش مشتاق آن مسکین شده ** سلطنت زین لطف مانع آمده
Akıl burada hayran… Acaba bu mu onu çekti, yoksa bu çekiş, o taraftan mı oldu?
عقل حیران کین عجب او را کشید ** یا کشش زان سو بدینجانب رسید