- Gayret et de nurun parlasın, aydın olsun… sülûkun, hizmetin kolaylaşsın.
- جهد کن تا نور تو رخشان شود ** تا سلوک و خدمتت آسان شود
- Çocukları da zorla mektebe götürürsün ya… Çünkü onların gözleri kördür, faydalarını görmezler. 4585
- کودکان را میبری مکتب به زور ** زانک هستند از فواید چشمکور
- Ama mektebin faydasını anladılar mı koşa koşa giderler, içleri açılır, neşe duyarlar.
- چون شود واقف به مکتب میدود ** جانش از رفتن شکفته میشود
- Çocuk mektebe kıvrana, kıvrana gider. Çalışmasına karşılık hiçbir şey görmemiştir ki!
- میرود کودک به مکتب پیچ پیچ ** چون ندید از مزد کار خویش هیچ
- Fakat kesesine birkaç para gündelik kondu mu geceyi hırsız gibi uykusuz geçirir.
- چون کند در کیسه دانگی دستمزد ** آنگهان بیخواب گردد شب چو دزد
- Gayret et de ibadetinin karşılığı gelsin… Bak o zaman ibadet edenlere nasıl haset edersin.
- جهد کن تا مزد طاعت در رسد ** بر مطیعان آنگهت آید حسد
- Mukallitlere “Zorla gelin”, yaradılışı temiz kişilere de “İsteyerek gelin” denmiştir. 4590
- ائتیا کرها مقلد گشته را ** ائتیا طوعا صفا بسرشته را
- Bu, Allah’ı bir maksat için sever, öbürünün dostluğunda hiçbir garez, hiçbir maksat yoktur.
- این محب حق ز بهر علتی ** و آن دگر را بی غرض خود خلتی
- Bu, dadısını sever ama süt için sever. Öbürünü ancak onu âşık olduğundan, o görünmeyen güzele gönül verdiğinden sever.
- این محب دایه لیک از بهر شیر ** و آن دگر دل داده بهر این ستیر
- Çocuk, dadının güzelliğini anlamaz ki… Onda sütten başka bir istek yoktur.
- طفل را از حسن او آگاه نه ** غیر شیر او را ازو دلخواه نه