- Ben fermandan yüz çeviremem. Hadi git, hasmını al, öyle gel” dedi. 4650
- من نیارم رو ز فرمان تافتن ** خصم خود را رو بیاور سوی من
- Sivrisinek dedi ki: “Sözün doğru, delilin tam yerinde… Düşmanım rüzgâr, o da senin emrinde!”
- گفت قول تست برهان و درست ** خصم من بادست و او در حکم تست
- O padişah “Ey seher yeli, sivrisinek, zulmünden feryat ediyor… Gel,
- بانگ زد آن شه که ای باد صبا ** پشه افغان کرد از ظلمت بیا
- Hadi, geç hasmının karşısına da anlat, ona cevap ver, dâvasını reddet!” dedi.
- هین مقابل شو تو و خصم و بگو ** پاسخ خصم و بکن دفع عدو
- Rüzgâr, bu emri duyunca çabucacık esip geldi… Fakat sivrisinek kaçma yolunu tuttu!
- باد چون بشنید آمد تیز تیز ** پشه بگرفت آن زمان راه گریز
- Süleyman “A sivrisinek nereye? Dur da ikinizi de dinleyip hüküm vereyim” dedi. 4655
- پس سلیمان گفت ای پشه کجا ** باش تا بر هر دو رانم من قضا
- Sivrisinek dedi ki: “Padişahım, ölümüm, onun varlığından… Zaten günüm, onun dumanından kararmakta.
- گفت ای شه مرگ من از بود اوست ** خود سیاه این روز من از دود اوست
- O gelince ben nasıl durabilirim? Benim kökümü kazan o!”
- او چو آمد من کجا یابم قرار ** کو بر آرد از نهاد من دمار
- Tıpkı bunun gibi Allah tapısını arayan da Allah geldi mi yok olur.
- همچنین جویای درگاه خدا ** چون خدا آمد شود جوینده لا
- O vuslat ebedîlik içinde ebedîliktir ama o ebedîlik yokluk suretinde tecelli eder.
- گرچه آن وصلت بقا اندر بقاست ** لیک ز اول آن بقا اندر فناست