English    Türkçe    فارسی   

3
508-517

  • Ondan başka her şey, seni yavaş, yavaş helâke doğru götüren düşüncelerindir. İsterse sana taç, taht, mal, mülk olsun!
  • هر چه غیر اوست استدراج تست ** گرچه تخت و ملکتست و تاج تست
  • Gamdan sevin… Gam vuslat tuzağıdır. Bu yolda aşağıya düşüş, hakikatte yükseliştir.
  • شاد از غم شو که غم دام لقاست ** اندرین ره سوی پستی ارتقاست
  • Gam bir hazinedir. Senin zahmet ve meşakkat çekişine maden. Fakat bu söz, çocuklara nerden tesir edecek? 510
  • غم یکی گنجیست و رنج تو چو کان ** لیک کی در گیرد این در کودکان
  • Çocuklar, oyun adını duydular mı hepsi de yaban eşeğiyle yarışa girişirler.
  • کودکان چون نام بازی بشنوند ** جمله با خر گور هم تگ می‌دوند
  • Ey yaban eşekleri, bu yanda tuzaklar var. Bu yandaki tuzaklarda kan içiciler var.
  • ای خران کور این سو دامهاست ** در کمین این سوی خون‌آشامهاست
  • Oklar uçuşup durmakta, yay, gayb âleminde gizli. Gençlere yüzlerce ihtiyarlık okları erişmekte.
  • تیرها پران کمان پنهان ز غیب ** بر جوانی می‌رسد صد تیر شیب
  • Gönül ovasına adım atmak gerek. Çünkü bu ovada ferahlık, genişlik, neşe olamaz.
  • گام در صحرای دل باید نهاد ** زانک در صحرای گل نبود گشاد
  • Dostlar, gönül, eminliktir, huzur yeridir. Orada kaynaklar, gül bahçeleri içinde gül bahçeleri var. 515
  • ایمن آبادست دل ای دوستان ** چشمه‌ها و گلستان در گلستان
  • Yolcu, kalbe yürü, orada seyret, orada gez dolaş. Ağaçlar var orada, akan sular var orada.
  • عج الی القلب و سر یا ساریه ** فیه اشجار و عین جاریه
  • Köye gitme. Köy, adamı ahmak bir hâle sokar… Aklı nursuz, fersiz bir hâle getirir.
  • ده مرو ده مرد را احمق کند ** عقل را بی نور و بی رونق کند