- Köylüye bak ki kötü niyeti yüzünden falan feşman diye zırvalamaya,
- روستایی بین که از بدنیتی ** میکند بعد اللتیا والتی
- Gündüzleri, bağına, bahçesine yüz tutmasınlar diye onlardan yüzünü gizlemeye koyuldu. 600
- روی پنهان میکند زیشان بروز ** تا سوی باغش بنگشایند پوز
- Gizlediği yüz de zaten tamamıyla hile ve riyadan ibaretti. Öyle yüzün, Müslümanlardan gizli kalması daha iyi.
- آنچنان رو که همه رزق و شرست ** از مسلمانان نهان اولیترست
- Öyle yüzler vardır ki şeytanlar, sinek gibi başına üşüşür, bekçi gibi orada yurt tutar, otururlar.
- رویها باشد که دیوان چون مگس ** بر سرش بنشسته باشند چون حرس
- Bu çeşit adamların suratını gördün mü ya bakma yahut da mademki baktın, hoşlanıp gülme.
- چون ببینی روی او در تو فتند ** یا مبین آن رو چو دیدی خوش مخند
- O çeşit habis ve âsi suratlar hakkında Allah, “Alnının perçeminden yakalar, çekeriz” dedi.
- در چنان روی خبیث عاصیه ** گفت یزدان نسفعن بالناصیه
- Konuklar, köylünün evini sorup buldular, akraba ve bildikleri gibi kapıya koştular. 605
- چون بپرسیدند و خانهش یافتند ** همچو خویشان سوی در بشتافتند
- Köylünün evindekiler kapıyı kapadılar. Şehirli, bu aykırı hareketten deli gibi oldu.
- در فرو بستند اهل خانهاش ** خواجه شد زین کژروی دیوانهوش
- Fakat zaten sertlik gösterilecek zaman değildi. Kuyuya düştükten sonra sertliğin ne faydası var?
- لیک هنگام درشتی هم نبود ** چون در افتادی بچه تیزی چه سود
- Tam beş gün, geceleri soğuktan üşüyerek, gündüzleri sıcaktan yanıp yakılarak kapısının önünde kaldılar.
- بر درش ماندند ایشان پنج روز ** شب بسرما روز خود خورشیدسوز