- Sivrisineklerle pireler, kurt gibi o viranede onların başına üşüşmüş, onları yaralayıp duruyordu.
- هر پشه هر کیک چون گرگی شده ** اندر آن ویرانهشان زخمی زده
- İnatçı kurdun saldırması korkusuyla sivrisinekleri kovmaya da mecalleri yoktu.
- فرصت آن پشه راندن هم نبود ** از نهیب حملهی گرگ عنود
- Kurt gelir de sürüye bir ziyan verirse köylü şehirlinin saçını, sakalını yolardı.
- تا نباید گرگ آسیبی زند ** روستایی ریش خواجه بر کند
- Dertleri aşırı bir derecede, yürekleri ağızlarına gelmiş bir hâlde beklerken, 650
- این چنین دندانکنان تا نیمشب ** جانشان از ناف میآمد به لب
- Ansızın bir tepeden saldırıp gelmekte olan bir kurt karaltısı göründü.
- ناگهان تمثال گرگ هشتهای ** سر بر آورد از فراز پشتهای
- Şehirli, yayını kurup bir ok attı, hayvanı vurdu, tepeden aşağı düşürdü.
- تیر را بگشاد آن خواجه ز شست ** زد بر آن حیوان که تا افتاد پست
- Hayvan düşerken bir yellendi. Köylü, duyup eyvah dedi, ellerini dizlerine vurdu.
- اندر افتادن ز حیوان باد جست ** روستایی های کرد و کوفت دست
- “Be hey mürüvvetsiz, eşeğimin sıpasını vurdun” dedi. Şehirli, “Yok canım, dev gibi kurt.
- ناجوامردا که خرکرهی منست ** گفت نه این گرگ چون آهرمنست
- Karaltısına baksana, kurdun ta kendisi. Şeklinden de kurt olduğu anlaşılıp duruyor” dediyse de, 655
- اندرو اشکال گرگی ظاهرست ** شکل او از گرگی او مخبرست
- Köylü, “Hayır. Yellendi ya... Tanıdım ben. Onun yellenmesini suyu şaraptan nasıl ayırt edersem öyle ayırt eder, anlarım.
- گفت نه بادی که جست از فرج وی ** میشناسم همچنانک آبی ز می