English    Türkçe    فارسی   

3
787-796

  • Mehenk taşını görünce kalp akça gibi simsiyah oldun, üstündeki aslan nakşı gitti, köpekliğin meydana çıktı.
  • چون محک دیدی سیه گشتی چو قلب ** نقش شیری رفت و پیدا گشت کلب
  • A uyuz çirkin köpek, hırsından, kızgınlığından aslan postuna bürünme. Aslan kükrer de seni sınar. O vakit üstünde aslan,
  • ای سگ‌گرگین زشت از حرص و جوش ** پوستین شیر را بر خود مپوش
  • Sureti olduğu, fakat hakikatte köpeklerin huylarına sahip olduğun anlaşılır.
  • غره‌ی شیرت بخواهد امتحان ** نقش شیر و آنگه اخلاق سگان
  • Ve leta’rifennehum fî lahnil kavli ayetinin tefsiri
  • تفسیر ولتعرفنهم فی لحن القول
  • Allah, söz geliminde Peygambere dedi ki: “Münafıkların anlaşılması için en kolay ve görünür delil şudur: 790
  • گفت یزدان مر نبی را در مساق ** یک نشانی سهل‌تر ز اهل نفاق
  • Münafık iri yarı, korkunç, zahiren babayiğit görünse bile sen onun sesinin tonundan ve sözünden tanır, anlarsın.
  • گر منافق زفت باشد نغز و هول ** وا شناسی مر ورا در لحن و قول
  • Testi aldığın zaman o testileri sınar, o testilere vurursun, değil mi?
  • چون سفالین کوزه‌ها را می‌خری ** امتحانی می‌کنی ای مشتری
  • Neden vurursun? Sesinden kırık testiyi anlamak için.
  • می‌زنی دستی بر آن کوزه چرا ** تا شناسی از طنین اشکسته را
  • Kırık testinin sesi daha başka türlü olur. Ses, çavuşa benzer, önde gider.
  • بانگ اشکسته دگرگون می‌بود ** بانگ چاووشست پیشش می‌رود
  • ”Ses gelir de o şeyin ne olduğunu anlatır, onun ahvalini sayar, döker. Ses mastara benzer, fiil de o mastarı tasrif eder! 795
  • بانگ می‌آید که تعریفش کند ** همچو مصدر فعل تصریفش کند
  • Sınama sözü gelince hemencecik Hârût hikâyesini hatırladım.
  • چون حدیث امتحان رویی نمود ** یادم آمد قصه‌ی هاروت زود
  • Hârût’la Mârût’un hikâyesi ve onların Ulu Allah’ın sınamalarına karşı yiğitlik taslamaları
  • قصه‌ی هاروت و ماروت و دلیری ایشان بر امتحانات حق تعالی