- İstersen sen de gül... Fakat a murdar, ne vakte dek yaşayacaksın, ne vakte dek?
- تو اگر خواهی بکن هم ریشخند ** چند خواهی زیست ای مردار چند
- Ey sevenler, niyaza başlayın, şad olun, bu kapıda yalvarın... Çünkü bu kapı, bugün açılacak!
- شاد باشید ای محبان در نیاز ** بر همین در که شود امروز باز
- Bahçede soğan, sarımsak vesaire gibi sebzelerin her birine ayrı bir evlek vardır.
- هر حویجی باشدش کردی دگر ** در میان باغ از سیر و کبر
- Her biri, kendi cinsiyledir, kendi evleğindedir... Yetişip olmak için orada rutubetten gıdalanır durur!
- هر یکی با جنس خود در کرد خود ** از برای پختگی نم میخورد
- Sen safran evleğisin, safran olur... Başka sebzelerle karışıp uzlaşma! 1085
- تو که کرد زعفرانی زعفران ** باش و آمیزش مکن با دیگران
- Ey safran, sudan gıdanı al da safran ol, zerdeye gir!
- آب میخور زعفرانا تا رسی ** زعفرانی اندر آن حلوا رسی
- Şalgam evleğine girip ağzını açma da onunla aynı tabiatta, aynı huya sahip olma!
- در مکن در کرد شلغم پوز خویش ** که نگردد با تو او همطبع و کیش
- Sen bir evleğe konmuşsun, o bir evleğe... Çünkü “Allah’ın olan yeryüzü pek geniş!”
- تو بکردی او بکردی مودعه ** زانک ارض الله آمد واسعه
- Hele o yeryüzü yok mu? O kadar geniş ki sefere çıkan devler, periler bile orada kaybolmada!
- خاصه آن ارضی که از پهناوری ** در سفر گم میشود دیو و پری
- O denizde, o ovada, o dağlarda vehim ve hayal bile yol alamaz; kaybolur gider! 1090
- اندر آن بحر و بیابان و جبال ** منقطع میگردد اوهام و خیال