English    Türkçe    فارسی   

4
1093-1102

  • İçten içe can ve ruh gibi gizli gizli akarlar, akıp giden ayakları vardır!
  • Dinleyen uyudu, sözü kısa kes ey hatip... Su üstüne yazı yazmayı bırak gayri!
  • Kalk ey Belkıs, alışveriş pazarı kızıştı... Şu kesatçı hasislerden kaç! 1095
  • Kalk ey Belkıs, ölüm gelip çatmadan şimdi ihtiyarınla kalk!
  • Sonra ölüm, kulağını öyle bir çeker ki hırsız gibi can çekişe sahneye gelir, teslim olursun!
  • Bu eşeklerden ne vakte dek nal çalıp duracaksın? Eğer bir şey çalacaksan bari gel de lâal çal!
  • Kız kardeşlerin ebedîlik mülkünü elde ettiler, sense bu yaslı yurtta kalakaldın!
  • Ne mutlu ona ki bu yurttan sıçradı, çıktı... Çünkü ecel, bu yurdu nihayet yıkar, viran eder! 1100
  • Kalk, gel ey Belkıs de bir kerecik olsun din padişahlarıyla din sultanlarının yurdunu gör!
  • Onlar, görünüşte dostlar arasında nağmelerle deve sürüyorlar ama iç âleminde gül bahçesinde oturmuşlar, zevk u safa ediyorlar.