- Süleyman, mescidi yapmağa başlayınca cin ve insan, hepsi işe koyuldu.
- چونک او بنیاد آن مسجد نهاد ** جن و انس آمد بدن در کار داد
- Bir bölüğü aşkla, istekle... Bir bölüğü istemeyerek işe girişti. Tıpkı kulların Allah buyruğuna uymaları, ibadet etmeleri gibi! 1115
- یک گروه از عشق و قومی بیمراد ** همچنانک در ره طاعت عباد
- Halk da cinlere benzer... Şehvet, onları dükkâna, alışverişe, mahsule ve yiyeceğe çeken zincirdir.
- خلق دیوانند و شهوت سلسله ** میکشدشان سوی دکان و غله
- Bu zincir, korkudan ve şaşkınlıktan yapılmadır... Halkı zincirsiz ve hür sanma!
- هست این زنجیر از خوف و وله ** تو مبین این خلق را بیسلسله
- Bir bölüğünü kazanca, ava çeker... bir bölüğünü madene, denizlere sürükler!
- میکشاندشان سوی کسب و شکار ** میکشاندشان سوی کان و بحار
- Onları iyiye, kötüye çeker götürür... Allah “Boynunda liften örülmüş bir ip var...
- میکشدشان سوی نیک و سوی بد ** گفت حق فی جیدها حبل المسد
- Boyunlarına bir ip attık... O ipi, huylarından ördük, meydana getirdik... 1120
- قد جعلنا الحبل فی اعناقهم ** واتخذنا الحبل من اخلاقهم
- Hiçbir pis ve kötü yahut temiz ve iyi kişi yoktur ki amel defteri boynuna asılmamış olsun “demiştir.
- لیس من مستقذر مستنقه ** قط الا طایره فی عنقه
- Kötü işe hırsın, ateşe benzer... Kömür, ateşin rengiyle güzelleşir.
- حرص تو در کار بد چون آتشست ** اخگر از رنگ خوش آتش خوشست
- Kömürün karalığı ateşte gizlenir... Ateş söndü mü karalık meydana çıkar!
- آن سیاهی فحم در آتش نهان ** چونک آتش شد سیاهی شد عیان