- Bu zincir, korkudan ve şaşkınlıktan yapılmadır... Halkı zincirsiz ve hür sanma!
- هست این زنجیر از خوف و وله ** تو مبین این خلق را بیسلسله
- Bir bölüğünü kazanca, ava çeker... bir bölüğünü madene, denizlere sürükler!
- میکشاندشان سوی کسب و شکار ** میکشاندشان سوی کان و بحار
- Onları iyiye, kötüye çeker götürür... Allah “Boynunda liften örülmüş bir ip var...
- میکشدشان سوی نیک و سوی بد ** گفت حق فی جیدها حبل المسد
- Boyunlarına bir ip attık... O ipi, huylarından ördük, meydana getirdik... 1120
- قد جعلنا الحبل فی اعناقهم ** واتخذنا الحبل من اخلاقهم
- Hiçbir pis ve kötü yahut temiz ve iyi kişi yoktur ki amel defteri boynuna asılmamış olsun “demiştir.
- لیس من مستقذر مستنقه ** قط الا طایره فی عنقه
- Kötü işe hırsın, ateşe benzer... Kömür, ateşin rengiyle güzelleşir.
- حرص تو در کار بد چون آتشست ** اخگر از رنگ خوش آتش خوشست
- Kömürün karalığı ateşte gizlenir... Ateş söndü mü karalık meydana çıkar!
- آن سیاهی فحم در آتش نهان ** چونک آتش شد سیاهی شد عیان
- Kömür, senin hırsından ateş haline geldi, ateş halinde göründü... Fakat hırs geçti mi o kömür, kapkara, berbat bir halde kala kalır!
- اخگر از حرص تو شد فحم سیاه ** حرص چون شد ماند آن فحم تباه
- O zaman kömürün ateş gibi görünmesi, işin güzelliğinden değildi, hırs ateşindendi! 1125
- آن زمان آن فحم اخگر مینمود ** آن نه حسن کار نار حرص بود
- Hırs, senin işini gücünü bezemişti... Hırs gidince işin gücün kapkara kalakaldı!
- حرص کارت را بیاراییده بود ** حرص رفت و ماند کار تو کبود