English    Türkçe    فارسی   

4
1221-1230

  • Vezir, onu da, onun gibi daha iki yüz tane ümitlenip duran kişiyi de bana bırak sen, dedi.
  • Vezir, şairi bekletti durdu... Kış geldi geçti de bahar geldi!
  • Şair bekleye bekleye ihtiyarladı... Bu dertle, bu tedbirle âdeta zebun oldu.
  • Dedi ki: Altın yoksa bari bana söv de canımı kurtar, kölen olayım!
  • Bekleme beni öldürdü, bari git de, yoksul canım rehinden kurtulsun! 1225
  • Nihayet vezir, şaire o bin altının onda birinin tam dörtte birini, yani yirmi beş altın verdi... Şair derin bir düşünceye daldı.
  • Kendi kendisine önce verilen ihsan, hem peşindi, hem de o kadar çoktu. Bu ise hem geç açıldı, hem de açılınca gördüm ki bir deste diken, dedi.
  • Şaire dediler ki: O cömert vezir dünyadan gitti, Allah rahmet etsin!
  • O ihsan, onun yüzünden kat kat artmıştı... Onun zamanında ihsanlarda yanlışlık pek az olurdu.
  • Şimdi o gitti, ihsanı da beraber götürdü... O ölmedi, doğrucası kerem ve ihsan öldü! 1230