Sen, nihayet bir yüzüktür kapmışsın ama zemheri gibi donmuş kalmış bir cehennemsin yine!
تو اگر انگشتری را بردهای ** دوزخی چون زمهریر افسردهای
Biz neredeyiz... Ululuk, sayvan ve kök önünde secde etmek nerede? Böyle şeylerin önüne baş koymak şöyle dursun, hayvan tırnağını bile komayız biz!
ما ببوش و عارض و طاق و طرنب ** سر کجا که خود همی ننهیم سنب
Hatta gaflete düşer de baş komaya kalkarsak bile bir pençe gelir, başımızı yerden iter, mâni olur...1280
ور به غفلت ما نهیم او را جبین ** پنجهی مانع برآید از زمین
Bu aşağılık kişiye baş koymayın, kendinize gelin... Bu bayağı adama secde etmeyin der” demekteydiler.
که منه آن سر مرین سر زیر را ** هین مکن سجده مرین ادبار را
Ben, bu cana canlar katan hikâyeyi anlatmaya kalkardım ama Allah gayreti olmasaydı!
کردمی من شرح این بس جانفزا ** گر نبودی غیرت و رشک خدا
Kanaat et, bu kadarcığını kabul eyle de başka bir vakit bunu anlatayım!
هم قناعت کن تو بپذیر این قدر ** تا بگویم شرح این وقتی دگر
Dev, adını Süleyman Peygamber taktı ama ancak çoluk çocuğu kandırmak için!
نام خود کرده سلیمان نبی ** رویپوشی میکند بر هر صبی
Namuzsuzun suretini, adını bırak... lâkaptan addan kaç, manaya yürü!1285
در گذر از صورت و از نام خیز ** از لقب وز نام در معنی گریز
Onu halinden işinden sor... Onu halinde işinde ara!
پس بپرس از حد او وز فعل او ** در میان حد و فعل او را بجو
Süleyman aleyhisselâm’ın, Mescid-i Aksâ bittikten sonra ibadet etmek ve ibadet edenlerle itikâfa girenleri irşat eylemek için her gün mescide gelmesi ve mescitte otlar, kökler bitmesi
درآمدن سلیمان علیهالسلام هر روز در مسجد اقصی بعد از تمام شدن جهت عبادت و ارشاد عابدان و معتکفان و رستن عقاقیر در مسجد
Her sabah Süleyman Mescid-i Aksâ’ya gelir, tam bir ihlâsla Allah’a ibadet ederdi.
هر صباحی چون سلیمان آمدی ** خاضع اندر مسجد اقصی شدی