English    Türkçe    فارسی   

4
1293-1302

  • Bu suretle doktorluk kitapları düzdüler... Bedenleri hastalıklardan kurtardılar.
  • Bu nücum ve tıp bilgileri, Peygamberlerin vahiyleridir... Yoksa akıl ve duygunun o tarafa nereden yolu olacak?
  • Cüz’i akıl, bir şeyden hüküm çıkaracak akıl değildir. O, ancak fen sahibinden fenni kabul eder, öğrenmeye muhtaçtır. 1295
  • Bu akıl, öğrenmeye ve anlamaya kabiliyetlidir. Ama vahiy sahibi ona öğretir.
  • Bütün sanatlar, şüphe yok ki önce vahiyden meydana gelir, fakat sonra akıl, onların üstüne bazı şeyler katar!
  • Dikkat et de bak! Bizim bu aklımız, hiçbir sanatı, usta olmadıkça öğrenebiliyor mu?
  • Hile kılı kırk yarar ama usta olmadıkça hiçbir sanatı elde edemez!
  • Sanat bilgisi, bu akılla olsaydı ustasız bir sanat meydana gelirdi! 1300
  • Âlemde mezar kazıcılık ve mezar yokken Kaabil’in mezar kazıcılığını kargadan öğrenmesi
  • Mezar kazma, en bayağı bir sanat... Düşünceden, düzenden, fikirden doğacak değil ya!
  • Fakat Kaabilde bu anlayış olsaydı Hâbili başı üstünde taşır mıydı?