- Gün dar... Hâlbuki bu söz, o kadar geniş ki bütün bir ömür bile ona az gelir! 1485
- وقت تنگست و فراخی این کلام ** تنگ میآید برو عمر دوام
- Bu daracık çukurlarda mızrak oyununa girişmek, bu oyunu oynayanları utandırır!
- نیزهبازی اندرین کوههای تنگ ** نیزهبازان را همی آرد به تنگ
- Vakit dar... Fakat oğul, halkın hatırı ve anlayışı da vakitten yüz kere daha dar!
- وقت تنگ و خاطر و فهم عوام ** تنگتر صد ره ز وقت است ای غلام
- Ahmağın cevabı, mademki sükûttur... Ne diye sözü uzatıp durursun?
- چون جواب احمق آمد خامشی ** این درازی در سخن چون میکشی
- Allah rahmetinin yüceliği ve kerem denizinin dalgalanması yüzünden her çorak yere yağmur yağdırıp ıslatmada!
- از کمال رحمت و موج کرم ** میدهد هر شوره را باران و نم
- Cevap vermemek de cevaptır sözü, ahmağa verilecek cevap susmaktır sözünü tenkit eder. Her ikisi de bu hikâyeyle anlatılmaktadır.
- در بیان آنک ترک الجواب جواب مقرر این سخن کی جواب الاحمق سکوت شرح این هر دو درین قصه است کی گفته میآید
- Bir padişahın aklı ölmüş, şehveti diri bir kölesi vardı. 1490
- بود شاهی بود او را بندهای ** مرده عقلی بود و شهوتزندهای
- Padişahın ince hizmetlerini bırakır, kötü düşüncelere dalar, fakat yaptığını iyi sanırdı!
- خردههای خدمتش بگذاشتی ** بد سگالیدی نکو پنداشتی
- Padişah nafakasını azaltın... Söylenir dırlanırsa adını kullar arasından silin dedi.
- گفت شاهنشه جرااش کم کنید ** ور بجنگد نامش از خط بر زنید
- Kölenin aklı azdı, hırsı çok... Nafakasını az görünce kızdı, serkeşleşti.
- عقل او کم بود و حرص او فزون ** چون جرا کم دید شد تند و حرون
- Aklı olsaydı kendi kendinin etrafında döner dolaşır, düşünür taşınır da suçunu görür, kendisini affettirirdi.
- عقل بودی گرد خود کردی طواف ** تا بدیدی جرم خود گشتی معاف