- Altın sırmalı elbiseler dokur, denizin dibinden inciler çıkarır... 1515
- جامههای زرکشی را بافتن ** درها از قعر دریا یافتن
- Hendese bilgilerinin en ince noktalarını bilir yahut nücum, tıp ve felsefe bilgilerini elde eder!
- خردهکاریهای علم هندسه ** یا نجوم و علم طب و فلسفه
- Çünkü onun, ancak bu dünya ile alâkası vardır... Yedinci kat göğe çıkmaya yolu yoktur.
- که تعلق با همین دنیاستش ** ره به هفتم آسمان بر نیستش
- Bütün bu bilgiler, ahır yapısına yarar... Ahır da öküzle devenin varlığına destektir!
- این همه علم بنای آخرست ** که عماد بود گاو و اشترست
- Hayvanların birkaç gün yaşamalarına yarayan bu bilgilerin adını, şu ahmaklar remizler, ince şeyler kodular.
- بهر استبقای حیوان چند روز ** نام آن کردند این گیجان رموز
- Allah yolunun, Allah durağının bilgisini ancak gönül sahibi yahut da gönül sahibinin gönlü bilir! 1520
- علم راه حق و علم منزلش ** صاحب دل داند آن را با دلش
- İşte Allah bu terkiple lâtif bir hayvan olan insanı yarattı, onu bilgilere eş etti.
- پس درین ترکیب حیوان لطیف ** آفرید و کرد با دانش الیف
- O bölüğe “hayvanlar gibi” dedi... Çünkü uyanıklığın uykuyla ne münasebeti var?
- نام کالانعام کرد آن قوم را ** زانک نسبت کو بیقظه نوم را
- Hayvani ruhta ancak uyku bulunur... Bu çeşit insanlarda aksine duygular vardır.
- روح حیوانی ندارد غیر نوم ** حسهای منعکس دارند قوم
- Fakat uyanıklık gelmedi de hayvani uyku kalmadı mı duygusunun aksi ve aykırı olduğunu levhten okur anlar!
- یقظه آمد نوم حیوانی نماند ** انعکاس حس خود از لوح خواند