English    Türkçe    فارسی   

4
1574-1583

  • Ağır bir çuval yüklenip götürmeye koyulsan onun dışına bakmakla yükü hafiflemez ki!
  • Asıl içine bak... Çuvalda acı, tatlı ne var, bir gör de taşımaya değerse taşı! 1575
  • Yoksa çuvalındaki taşları boşalt... Kendini bu saçma işten, bu ar olan yükten kurtar gitsin!
  • Çuvala aklı erer padişahlara, sultanlara götürülebilecek şeyleri doldur!
  • Hırsızın koca sarıklı bir fakihin sarığını çalması, fakihin sarığı aç, bak ne götürdüğünü anla. Sonra götür diye bağırması
  • Bir fakih, bez parçaları toplamış, sarığının içine ezip büzerek yerleştirmişti.
  • Bu suretle kavuğunun büyük ve iri görünmesini, halkın kendisine ehemmiyet vermesini ve mescide gelince başköşeye geçirilmesini istiyordu.
  • Elbiselerden parçalar almış, onlarla sarığını büyütmüştü. 1580
  • Sarığının dışı, cennet elbiselerine benzemekteydi... Fakat içi, münafık gönlü gibi rezil, çirkin bir şeydi.
  • Parça parça bezler, yünler, deriler... Hep o sarığın içine gömülmüştü.
  • Bir sabah çağı, bu şatafatla bir şeyler elde etmek üzere medreseye giderken,