English    Türkçe    فارسی   

4
1701-1710

  • Yiğit, hüthüdün sesini öğrense de nerede hüthüdün sesi, Seba’nın haberi?
  • Arızi sesi, asıl sesten bil... Padişahların taçları, hüthütlerin taçlarından alınmadır!
  • Dervişlerin sözleriyle ariflerin nüktelerini şu hayâsızlar, dillerine dolamışlardır.
  • Eski ümmetlerin helâk olması, hep katı taşı öd ağacı sanmalarındandır!
  • Onu anlayacak, meydana çıkaracak temyiz kabiliyetleri vardı ama hırs ve tamah, insanı kör ve sağır eder! 1705
  • Körlerin körlüğü rahmetten uzak değildir, onlara acınır. Fakat hırs körlüğüne özür yoktur!
  • Padişahın çarmıha gerdiği adama acınır, fakat haset çarmıhına gerilen bağışlanmaz!
  • A balık, sonuna bak işin, oltaya değil! Fakat pisboğazlığın, senin işin sonunu gören gözünü kapattı!
  • İki gözle evveli sonu gör... Kendine gel, iblis gibi tek gözlü olma!
  • Tek gözlü ona derler ki yalnız içinde bulunduğu hali görür... Hayvanlar gibi başka şeyden haberi yoktur. 1710