- Ben, dedi... Bütün verdiklerini dağıttım; emir ihsanda kusur etmedi hiç!
- گفت من ایثار کردم آنچ داد ** میر تقصیری نکرد از افتقاد
- Bütün ihsanlarını aldım, fakat hepsini yetimlere, yoksullara bağışladım.
- بستدم جمله عطاها از امیر ** بخش کردم بر یتیم و بر فقیر
- Mal verdim, karşılığında uzun bir ömür aldım... Çünkü içim pek temizdir benim! 1750
- مال دادم بستدم عمر دراز ** در جزا زیرا که بودم پاکباز
- Bunun üzerine dediler ki: o kutlu mal gittiyse içindeki bu duman, bu hararet nedir ya?
- پس بگفتندش مبارک مال رفت ** چیست اندر باطنت این دود نفت
- İçinde diken gibi yüzlerce pislik var... Hiç keder, muştulanma nişanesi olur mu?
- صد کراهت در درون تو چو خار ** کی بود انده نشان ابتشار
- Söylediğin o geçmiş şeyler doğruysa nerede aşk, bağışlama ve razı olma nişanesi?
- کو نشان عشق و ایثار و رضا ** گر درستست آنچ گفتی ما مضی
- Hadi tutalım mal kayboldu gitti, meyil nerede? Sel geçip gittiyse geçtiği yer hani?
- خود گرفتم مال گم شد میل کو ** سیل اگر بگذشت جای سیل کو
- Gözün evvelce cana canlar katan siyah bir göz idiyse hadi diyelim o güzellik geçti... Fakat neden şimdi gözün gök? 1755
- چشم تو گر بد سیاه و جانفزا ** گر نماند او جانفزا ازرق چرا
- A ekşi suratlı, temizlik nişanesi nerede? Senden eğri lâfların kokusu gelmekte, sus!
- کو نشان پاکبازی ای ترش ** بوی لاف کژ همیآید خمش
- Mal bağışlamanın gönülde yüz türlü nişanesi olur... İyi işin yüzlerce alâmeti görünür!
- صد نشان باشد درون ایثار را ** صد علامت هست نیکوکار را