English    Türkçe    فارسی   

4
1759-1768

  • Allah tarlasına temiz tohumlar ekilsin de sonra temiz mahsul vermesin... İmkânı yok!
  • در زمین حق زراعت کردنی ** تخمهای پاک آنگه دخل نی
  • Allah bahçeleri de mahsul vermezse artık Allah yeri geniştir denebilir mi? Söyle! 1760
  • گر نروید خوشه از روضات هو ** پس چه واسع باشد ارض الله بگو
  • Bu yokluk yeri bile mahsul vermemezlikte bulunmaz... Artık bundan çok geniş olan Allah yeri nasıl olur da mahsul vermez?
  • چونک این ارض فنا بی‌ریع نیست ** چون بود ارض الله آن مستوسعیست
  • Bu yerin bile sayısız mahsul verme kabiliyeti vardır, en aşağı bir tohuma yedi yüz verir!
  • این زمین را ریع او خود بی‌حدست ** دانه‌ای را کمترین خود هفصدست
  • Hamd ediyorsun, hani hamd edenlerin nişanesi? Bu nişaneler ne içinde var, ne dışında!
  • حمد گفتی کو نشان حامدون ** نه برونت هست اثر نه اندرون
  • Ârifin Allah’ya hamd etmesi doğrudur... Çünkü o hamdın şahidi eldir, ayaktır!
  • حمد عارف مر خدا را راستست ** که گواه حمد او شد پا و دست
  • Hamd ediş, arifi karanlık cisim kuyusundan çekip çıkarır... Dünya zindanından kurtarır! 1765
  • از چه تاریک جسمش بر کشید ** وز تک زندان دنیااش خرید
  • Sırtındaki takva atlasıyla ülfet nuru, hamd etmesinin nişanesidir.
  • اطلس تقوی و نور متلف ** آیت حمدست او را بر کتف
  • Bu eğreti âlemden kurtulmuş, gül bahçelerinde, akarsu kenarlarında yurt tutmuştur.
  • وا رهیده از جهان عاریه ** ساکن گلزار و عین جاریه
  • Oturduğu yer, yurt, vasıl olduğu makam ve rütbe, yüce himmetinin sır sedirinin üstüdür!
  • بر سریر سر عالی‌همتش ** مجلس و جا و مقام و رتبتش