English    Türkçe    فارسی   

4
1773-1782

  • Hâlbuki senin nefesinden kötü sırrın kokusu gelmede... Ey lâfazan, derdin başından, yüzünden parlayıp görünmede!
  • Âlem meydanında kokudan anlayan maharet sahipleri var... öyle ataklık edip pek hayhuy etmeye kalkışma!
  • Misten bahsetme... Ağzından soğan kokusu gelmede, sırrını açığa vurmada! 1775
  • Sen daima gülbeşeker yedim diyorsun ama nefesinden gelip duran sarımsak kokusu, yavelenme be demekte!
  • Gönül, büyük ve geniş bir eve benzer... Gönül evinin gizli komşuları vardır.
  • Pencereden, duvardaki delikten görüp gözetir, sırları anlarlar!
  • Ev sahibinin sezinlemediği, hiç bilmediği bir yarıktan, bir delikten onlar, her şeyi görürler.
  • Kuran’ı okusan a... Şeytan ve kavmi, gizlice insanların halinden koku alırlar. 1780
  • İnsanın bilmediği bir yoldan insanın sırrını anlarlar... Bu yol, duyguyla duyulur, yahut buna benzer bir şeyle bilinir yol değildir.
  • Görenlerin ortasında hileye kalkışma... Mihenk ortadayken lafa girişme ey kalp!