- Sen daima gülbeşeker yedim diyorsun ama nefesinden gelip duran sarımsak kokusu, yavelenme be demekte!
- گلشکر خوردم همیگویی و بوی ** میزند از سیر که یافه مگوی
- Gönül, büyük ve geniş bir eve benzer... Gönül evinin gizli komşuları vardır.
- هست دل مانندهی خانهی کلان ** خانهی دل را نهان همسایگان
- Pencereden, duvardaki delikten görüp gözetir, sırları anlarlar!
- از شکاف روزن و دیوارها ** مطلع گردند بر اسرار ما
- Ev sahibinin sezinlemediği, hiç bilmediği bir yarıktan, bir delikten onlar, her şeyi görürler.
- از شکافی که ندارد هیچ وهم ** صاحب خانه و ندارد هیچ سهم
- Kuran’ı okusan a... Şeytan ve kavmi, gizlice insanların halinden koku alırlar. 1780
- از نبی بر خوان که دیو و قوم او ** میبرند از حال انسی خفیه بو
- İnsanın bilmediği bir yoldan insanın sırrını anlarlar... Bu yol, duyguyla duyulur, yahut buna benzer bir şeyle bilinir yol değildir.
- از رهی که انس از آن آگاه نیست ** زانک زین محسوس و زین اشباه نیست
- Görenlerin ortasında hileye kalkışma... Mihenk ortadayken lafa girişme ey kalp!
- در میان ناقدان زرقی متن ** با محک ای قلب دون لافی مزن
- Mihengin, halisi de anlamaya kabiliyeti vardır, kalpı da... Allah, onu beden ve kalp emîri yapmıştır!
- مر محک را ره بود در نقد و قلب ** که خدایش کرد امیر جسم و قلب
- Şeytanlar bile o kabalıklarıyla, o kötülükleriyle sırrımızı, fikrimizi, gittiğimiz yolu biliyorlar...
- چون شیاطین با غلیظیهای خویش ** واقفاند از سر ما و فکر و کیش
- Onların bile içimize hırsızlama bir yolu var... Biz, onların hırsızlıklarından baş aşağı gelmedeyiz... 1785
- مسلکی دارند دزدیده درون ** ما ز دزدیهای ایشان سرنگون