- Mihengin, halisi de anlamaya kabiliyeti vardır, kalpı da... Allah, onu beden ve kalp emîri yapmıştır!
- مر محک را ره بود در نقد و قلب ** که خدایش کرد امیر جسم و قلب
- Şeytanlar bile o kabalıklarıyla, o kötülükleriyle sırrımızı, fikrimizi, gittiğimiz yolu biliyorlar...
- چون شیاطین با غلیظیهای خویش ** واقفاند از سر ما و فکر و کیش
- Onların bile içimize hırsızlama bir yolu var... Biz, onların hırsızlıklarından baş aşağı gelmedeyiz... 1785
- مسلکی دارند دزدیده درون ** ما ز دزدیهای ایشان سرنگون
- Her an, bize büyük ziyanlar veriyorlar... Delikleri var, yarıkları var; bizi gözetliyorlar...
- دم به دم خبط و زیانی میکنند ** صاحب نقب و شکاف روزنند
- E artık âlemdeki aydın canlar, neden gizli hallerden bihaber olsunlar?
- پس چرا جانهای روشن در جهان ** بیخبر باشند از حال نهان
- Gökyüzüne çadır kurmuş canlar, insanın vücuduna girmede şeytanlardan aşağı olurlar?
- در سرایت کمتر از دیوان شدند ** روحها که خیمه بر گردون زدند
- Şeytan, hırsızlama olarak göğe çıkmaya kalkışır da yakıcı şahapla kovulur, sürülür.
- دیو دزدانه سوی گردون رود ** از شهاب محرق او مطعون شود
- Kötü kâfir, savaşta mızrakla nasıl beyni üstüne düşerse o da gökten baş aşağı öyle düşer! 1790
- سرنگون از چرخ زیر افتد چنان ** که شقی در جنگ از زخم سنان
- Şeytanları, o gönüllerin beğendikleri ruhları kıskandıklarından gökten böyle baş aşağı atarlar...
- آن ز رشک روحهای دلپسند ** از فلکشان سرنگون میافکنند
- Artık çolak, topal, kör ve sağır değilsen ulu ve yüce ruhlara karşı bu zanda bulunma...
- تو اگر شلی و لنگ و کور و کر ** این گمان بر روحهای مه مبر