Nabzından da gözünden de, benzinin renginden de, sende derhal yüzlerce hastalık bulur, anlarlar.
هم ز نبضت هم ز چشمت هم ز رنگ ** صد سقم بینند در تو بیدرنگ
Beden doktorları, doktorluğu yeni öğrenmişlerdir zaten... Onlar, hastalığı teşhis için idrara vesaireye muhtaçtır.
این طبیبان نوآموزند خود ** که بدین آیاتشان حاجت بود
Fakat kâmil, Allah doktorları, uzaktan adını duydular mı varlığının ta derinlerine kadar girerler!1800
کاملان از دور نامت بشنوند ** تا به قعر باد و بودت در دوند
Hatta sen doğmadan yıllarca evvelki hallerini bile görürler!
بلک پیش از زادن تو سالها ** دیده باشندت ترا با حالها
Ebuyezid’in, Hasan Harkani’nin, Allah ruhlarını kutlasın, doğacağını yıllarca önce müjdelemesi. Onun suret ve siretine ait nişaneleri birer birer söylemesi ve tarihçilerin, tahkik için bunları yazmaları
مژده دادن ابویزید از زادن ابوالحسن خرقانی قدس الله روحهما پیش از سالها و نشان صورت او سیرت او یک به یک و نوشتن تاریخنویسان آن در جهت رصد
Bayezid’in Ebulhasan’ın halini daha evvelce nasıl gördüğünü duymadın mı?
آن شنیدی داستان بایزید ** که ز حال بوالحسن پیشین چه دید
Bir gün o takva sultanı, dervişleriyle sahradan geçerken,
روزی آن سلطان تقوی میگذشت ** با مریدان جانب صحرا و دشت
Ansızın ona Rey civarında Harkan tarafından bir kokudur geldi.
بوی خوش آمد مر او را ناگهان ** در سواد ری ز سوی خارقان
Orada iştiyaklı bir feryat çekti, rüzgârdan koku aldı.1805
هم بدانجا نالهی مشتاق کرد ** بوی را از باد استنشاق کرد
Âşıkçasına bir kokladı; âdeta ruhu rüzgârdan bir şarap tatmaktaydı.
بوی خوش را عاشقانه میکشید ** جان او از باد باده میچشید
Buzlu suyla dolu olan bir testinin dışında ter gibi sular peydahlanır.
کوزهای کو از یخابه پر بود ** چون عرق بر ظاهرش پیدا شود