- Vise’nin ruhuna Rahim’in kokusu geldiği gibi Üveys’ten de Allah kokusu geliyor.
- بوی رامین میرسد از جان ویس ** بوی یزدان میرسد هم از اویس
- Üveys’ten, Karen kabilesinden garip bir koku geldi de Peygamberi sarhoş etti, neşelendirdi!
- از اویس و از قرن بوی عجب ** مر نبی را مست کرد و پر طرب
- Üveys kendinden geçmiş, yere mensupken göklere mensup olmuştu! 1830
- چون اویس از خویش فانی گشته بود ** آن زمینی آسمانی گشته بود
- Heliyle, şekerle karışmış, halli hamur olmuş, acı tadı kalmamıştı artık!
- آن هلیلهی پروریده در شکر ** چاشنی تلخیش نبود دگر
- Heliyle, varlığından tamamıyla geçmişti... Yalnız heliyle şeklindeydi ama lezzeti kalmamıştı ki!”
- آن هلیلهی رسته از ما و منی ** نقش دارد از هلیله طعم نی
- Bu sözün sonu gelmez. O aslan er, gayb âleminin vahyinden neler söyledi? Sen onu anlat!
- این سخن پایان ندارد باز گرد ** تا چه گفت از وحی غیب آن شیرمرد
- Rasul sallallahu aleyhi vesselem’in “Ben Yemen tarafından Rahman kokusunu almaktayım” demesi
- قول رسول صلی الله علیه و سلم انی لاجد نفس الرحمن من قبل الیمن
- Bayezıd dedi ki “Bu taraftan bir dostun kokusu gelmekte... Bu köyden bir padişah geliyor!
- گفت زین سو بوی یاری میرسد ** کاندرین ده شهریاری میرسد
- Bunca yıldan sonra bir padişah doğacak... Otağını göklere kuracak! 1835
- بعد چندین سال میزاید شهی ** میزند بر آسمانها خرگهی
- Yüzü Allah’ın gül bahçelerinin tesiriyle gül rengine dönecek... Makam ve rütbe bakımından benden üstün olacak!”
- رویش از گلزار حق گلگون بود ** از من او اندر مقام افزون بود
- Dediler ki: Adı ne? Bayezid, Ebül Hasan dedi... Onun şeklini, kaşının çenesinin ne şekilde olduğunu anlattı.
- چیست نامش گفت نامش بوالحسن ** حلیهاش وا گفت ز ابرو و ذقن