English    Türkçe    فارسی   

4
1857-1866

  • Çünkü cennet, hoşa gitmeyen şeylerden meydana gelmiştir... Merhamet, gönlü kırık âcizlerin nasibidir.
  • Yücelikle başlar kıran kişiye ne Allah’ın merhameti nasip olur, ne halkın!
  • Bu sözün sonu yoktur... Evet, o yiğit, yiyecek ve ekmek nafakasının azlığından perişan oldu!
  • Ne mutlu o sofiye ki rızkı azalır... Boncuğu inci olur, kendisi deniz kesilir! 1860
  • O hususi Allah nafakasını duyan, Allah’ın yakınlığına erer, gayb nafakasını elde eder.
  • Fakat ruh nafakası noksan olan kişinin canı o noksan yüzünden titremeye başlar.
  • Anlar ki bir hata etmiştir de bundan dolayı rıza yaseminliği perişan olmuştur.
  • İşte o adam da ekinin az olması yüzünden harman sahibine mektup yazdı.
  • Mektubunu o yüce ve adil padişaha götürdüler, okudu, fakat bir cevap vermedi. 1865
  • Dedi ki: onun derdi yalnız gıda, başka bir şey değil... Ahmağa verilecek en iyi cevap sükûttur.