- Anlar ki bir hata etmiştir de bundan dolayı rıza yaseminliği perişan olmuştur.
- پس بداند که خطایی رفته است ** که سمنزار رضا آشفته است
- İşte o adam da ekinin az olması yüzünden harman sahibine mektup yazdı.
- همچنانک آن شخص از نقصان کشت ** رقعه سوی صاحب خرمن نبشت
- Mektubunu o yüce ve adil padişaha götürdüler, okudu, fakat bir cevap vermedi. 1865
- رقعهاش بردند پیش میر داد ** خواند او رقعه جوابی وا نداد
- Dedi ki: onun derdi yalnız gıda, başka bir şey değil... Ahmağa verilecek en iyi cevap sükûttur.
- گفت او را نیست الا درد لوت ** پس جواب احمق اولیتر سکوت
- Ayrılık ve vuslat derdi onda hiç yok... fer’e bağlanmış, aslı hiç aramıyor.
- نیستش درد فراق و وصل هیچ ** بند فرعست او نجوید اصل هیچ
- O ahmağın biri... Varlığa kapılmış, ölmüş gitmiş fer’in derdiyle asla aldırış bile etmemekte.
- احمقست و مردهی ما و منی ** کز غم فرعش فراغ اصل نی
- Göklerle yeri bir elma farz et... Allah’ın kudret ağacından bitmiş!
- آسمانها و زمین یک سیب دان ** کز درخت قدرت حق شد عیان
- Sen, bu elmanın içindeki bir kurda benzersin; ağaçtan da haberin yok, bahçıvandan da! 1870
- تو چه کرمی در میان سیب در ** وز درخت و باغبانی بیخبر
- Elmada bir kurt daha var; fakat onun canı dış âleminde bayrak sahibi!
- آن یکی کرمی دگر در سیب هم ** لیک جانش از برون صاحبعلم
- Onun hareketi elmayı yarar... Elma onun hareketine karşı koyamaz!
- جنبش او وا شکافد سیب را ** بر نتابد سیب آن آسیب را