- Mektubu mu gizledi, yoksa padişaha vermedi mi? Acaba bir münafık mıydı, saman altından su mu yürüttü?
- رقعه پنهان کرد و ننمود آن به شاه ** کو منافق بود و آبی زیر کاه
- Tecrübe için başka bir mektup yazar, hünerli, terbiyeli bir başka elçi arar bulurum demekte,
- رقعهی دیگر نویسم ز آزمون ** دیگری جویم رسول ذو فنون
- Cahilliğinden o bihaber, padişahı, mutfak eminini, mektup götüreni ayıplamaktaydı. 1895
- بر امیر و مطبخی و نامهبر ** عیب بنهاده ز جهل آن بیخبر
- Hiç ben din yolunda eğri gittim, gâvurluk ettim diye kendisine gelmiyor, kusuru kendinde bulmuyordu.
- هیچ گرد خود نمیگردد که من ** کژروی کردم چو اندر دین شمن
- Süleyman aleyhisselâm’ın bir kusuru yüzünden rüzgârın ters esmesi
- کژ وزیدن باد بر سلیمان علیهالسلام به سبب زلت او
- Rüzgâr, Süleyman’ın tahtına ters esti... Süleyman dedi ki: Ey rüzgâr, ters esme!
- باد بر تخت سلیمان رفت کژ ** پس سلیمان گفت بادا کژ مغژ
- Rüzgâr da ey Süleyman dedi, ters hareket etme... Ters hareket edersen, benim tersliğime kızma!
- باد هم گفت ای سیلمان کژ مرو ** ور روی کژ از کژم خشمین مشو
- Allah, biz ders alalım da insafa gelelim diye bu teraziyi halk etti.
- این ترازو بهر این بنهاد حق ** تا رود انصاف ما را در سبق
- Sen eksik dirhem korsan ben eksik tartarım... Sen benimle apaydın muamelede bulunursan ben de seninle apaydın muamelede bulunurum! 1900
- از ترازو کم کنی من کم کنم ** تا تو با من روشنی من روشنم
- Böylece Süleyman’ın tacı da eğrildi... Aydın günü ona gece etti âdeta!
- همچنین تاج سلیمان میل کرد ** روز روشن را برو چون لیل کرد
- Süleyman dedi ki: Ey taç, neden başımda eğrilirsin... A güneş, doğumdan eksilme benim!
- گفت تا جا کژ مشو بر فرق من ** آفتابا کم مشو از شرق من