English    Türkçe    فارسی   

4
1899-1908

  • Allah, biz ders alalım da insafa gelelim diye bu teraziyi halk etti.
  • این ترازو بهر این بنهاد حق ** تا رود انصاف ما را در سبق
  • Sen eksik dirhem korsan ben eksik tartarım... Sen benimle apaydın muamelede bulunursan ben de seninle apaydın muamelede bulunurum! 1900
  • از ترازو کم کنی من کم کنم ** تا تو با من روشنی من روشنم
  • Böylece Süleyman’ın tacı da eğrildi... Aydın günü ona gece etti âdeta!
  • هم‌چنین تاج سلیمان میل کرد ** روز روشن را برو چون لیل کرد
  • Süleyman dedi ki: Ey taç, neden başımda eğrilirsin... A güneş, doğumdan eksilme benim!
  • گفت تا جا کژ مشو بر فرق من ** آفتابا کم مشو از شرق من
  • O eliyle tacı düzelttikçe taç eğrilmekteydi yiğidim!
  • راست می‌کرد او به دست آن تاج را ** باز کژ می‌شد برو تاج ای فتی
  • Tam sekiz kere doğrulttu, sekiz kere eğrildi... Dedi ki: Ey taç, bu ne bu? Eğrilme artık!
  • هشت بارش راست کرد و گشت کژ ** گفت تاجا چیست آخر کژ مغژ
  • Taç dedi ki: Beni yüz kere doğrultsan yine eğrilirim... Çünkü inanılır kişi, sen eğrilmedesin! 1905
  • گفت اگر صد ره کنی تو راست من ** کژ شوم چون کژ روی ای متمن
  • Süleyman, bunun üzerine kalbini doğrulttu... Gönlündeki şehvetten soğudu...
  • پس سلیمان اندرونه راست کرد ** دل بر آن شهوت که بودش کرد سرد
  • Tacı da derhal doğruldu... Nasıl istiyorsa başında öyle durdu.
  • بعد از آن تاجش همان دم راست شد ** آنچنان که تاج را می‌خواست شد
  • Süleyman, bundan sonra onu mahsustan eğriltmede, taç da inadına doğrulmadaydı.
  • بعد از آنش کژ همی کرد او به قصد ** تاج او می‌گشت تارک‌جو به قصد