English    Türkçe    فارسی   

4
1969-1978

  • Bir adam, birisiyle meşverette bulunuyor, tereddütten kurtulmak, hapisten halâs olmak istiyordu.
  • مشورت می‌کرد شخصی با کسی ** کز تردد وا ردهد وز محبسی
  • O adam dedi ki: Hoş fakat benden başkasını ara bul da danışacağın şeyi ona danış! 1970
  • گفت ای خوش‌نام غیر من بجو ** ماجرای مشورت با او بگو
  • Ben senin düşmanınım, bana sarılma... Düşmanın tedbiri, aydın olamaz!
  • من عدوم مر ترا با من مپیچ ** نبود از رای عدو پیروز هیچ
  • Git, sana dost olan birisini ara... Dost şüphe yok ki dostun hayrını diler.
  • رو کسی جو که ترا او هست دوست ** دوست بهر دوست لاشک خیرجوست
  • Ben düşmanım, benim gibisinden bir çare olmaz... Eğri gider, sana düşmanlık ederim.
  • من عدوم چاره نبود کز منی ** کژ روم با تو نمایم دشمنی
  • Kurttan bekçilik istemek doğru bir şey değildir... Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, aramamak demektir.
  • حارسی از گرگ جستن شرط نیست ** جستن از غیر محل ناجستنیست
  • Hiç şüphe etme ki ben sana düşmanım... Senin yolunu keserim ben, nasıl olur da sana yol gösteririm? 1975
  • من ترا بی‌هیچ شکی دشمنم ** من ترا کی ره نمایم ره زنم
  • Kim dostlarla düşer kalkarsa külhanda bile olsa gül bahçesindedir...
  • هر که باشد همنشین دوستان ** هست در گلخن میان بوستان
  • Fakat zamanede düşmanla düşüp kalkan gül bahçesinde bile olsa külhandadır!
  • هر که با دشمن نشیند در زمن ** هست او در بوستان در گولخن
  • Biz, ben diye varlığa düşerek dostu incitme de kimse, düşmanın olmasın!
  • دوست را مازار از ما و منت ** تا نگردد دوست خصم و دشمنت