English    Türkçe    فارسی   

4
1995-2004

  • Şu ölüşün, solup gidişin, hep başbuğu terk etmendendir. 1995
  • این همه که مرده و پژمرده‌ای ** زان بود که ترک سرور کرده‌ای
  • Usançtan, nekeslikten, benlikten baş çekmede, kendini başbuğ saymadasın!
  • از کسل وز بخل وز ما و منی ** می‌کشی سر خویش را سر می‌کنی
  • Tıpkı yükten kaçan katır gibi... O da başını alır, dağları boylar!
  • هم‌چو استوری که بگریزد ز بار ** او سر خود گیرد اندر کوهسار
  • Sahibi, a sersem... Her tarafta eşek avlamak üzere sinmiş bir kurt var...
  • صاحبش در پی دوان کای خیره سر ** هر طرف گرگیست اندر قصد خر
  • Şimdi gözümden kayboldun mu her yandan kuvvetli bir kurt çıkagelir.
  • گر ز چشمم این زمان غایب شوی ** پیشت آید هر طرف گرگ قوی
  • Kemiklerini şeker gibi ezer, ufalar... Artık bir daha diriliği göremezsin bile! 2000
  • استخوانت را بخاید چون شکر ** که نبینی زندگانی را دگر
  • Hadi kurdu bir tarafa bırak... Od’suz kalırsın ya! Ateş, odun olmadı mı söner gider.
  • آن مگیر آخر بمانی از علف ** آتش از بی‌هیزمی گردد تلف
  • Kendine gel de sahipliğimden kaçma, yükün ağırlığından çekinme... Senin canın benim diye ardına düşer, koşar durur!
  • هین بمگریز از تصرف کردنم ** وز گرانی بار که جانت منم
  • Sen de bir katırsın... Çünkü nefsin üstün. A kendisine tapan, hüküm üstünündür.
  • تو ستوری هم که نفست غالبست ** حکم غالب را بود ای خودپرست
  • Fakat ululuk ıssı Allah, sana eşek demedi at dedi... Arap, arap atına “Taal” der.
  • خر نخواندت اسپ خواندت ذوالجلال ** اسپ تازی را عرب گوید تعال