- Sen, gülün sözünü terk etme... Söyleye dur! Bu söz pek büyük bir kimyadır. 2025
- تو ز گفتار تعالوا کم مکن ** کیمیای بس شگرفست این سخن
- Bir bakır senin sözünden nefret eder, kaçmaya kalkışırsa yine sen kimyayı ondan esirgeme!
- گر مسی گردد ز گفتارت نفیر ** کیمیا را هیچ از وی وام گیر
- Büyücü nefesi şimdi, bu söze uymadıysa sözün, belki sonunda ona tesir eder, bir fayda verir.
- این زمان گر بست نفس ساحرش ** گفت تو سودش کند در آخرش
- Oğul, gelin de gelin... Sizi Allah esenlik yurduna çağırmada!
- قل تعالوا قل تعالوا ای غلام ** هین که ان الله یدعوا للسلام
- Hocam, benliği bırak, başbuğ olma sevdasından vazgeç! Bir başbuğ ara, ona uy... Başbuğ olmaya pek özenme!
- خواجه باز آ از منی و از سری ** سروری جو کم طلب کن سروری
- Birisinin, Peygamber’e Huzeyl kabilesinden olan genci başbuğ yaptığından dolayı itirazda bulunması
- اعتراض کردن معترضی بر رسول علیهالسلام بر امیر کردن آن هذیلی
- Peygamber, Allah yardımına nail olan askerine Huzeyl kabilesinden olan o genci başbuğ yapınca, 2030
- چون پیمبر سروری کرد از هذیل ** از برای لشکر منصور خیل
- Bir herzevekil, hasedinden dayanamadı... İtiraza bunu kabul edemeyiz bayrağını kaldırmaya kalkıştı.
- بوالفضولی از حسد طاقت نداشت ** اعتراض و لانسلم بر فراشت
- Halka bak hele... Bunlar karanlık âlemindendir... Geçici bir matah için nasıl geçici bir hale düşer, nasıl itiraza kalkışırlar!
- خلق را بنگر که چون ظلمانیاند ** در متاع فانیی چون فانیاند
- Ululuk yüzünden hepsi dağınıklığa düşmüşler, canlarını vermişler, ölü bir hale gelmişlerdir. Fakat savaşta, diridir onlar!
- از تکبر جمله اندر تفرقه ** مرده از جان زندهاند از مخرقه
- Şaşılacak şey şu: Zindanın anahtarı, bu çeşit adamın elindedir de yine kendisi zindanda mahpustur!
- این عجب که جان به زندان اندرست ** وانگهی مفتاح زندانش به دست