English    Türkçe    فارسی   

4
2048-2057

  • Ey Allah elçisi, genç, aslan oğlu aslan bile olsa askere, ihtiyardan başkası kumandan olmasın!
  • Zaten sen söyledin... Şahidim senin sözün: Kendisine uyulacak kişi pir olmalıdır, pir!
  • Ey Allah elçisi, şu askere bak! Ondan daha yaşlı daha ileri bunca kişi var! 2050
  • Bu ağaçtaki şu sarı yaprağa bakma da onun olgun elmalarını devşir!
  • Onun sarı yaprakları nasıl olur da bomboş olur... Zaten yaprağının sararması, olgunluk ve kemal alâmetidir.
  • Yüzün sararması, saçın sakalın ağarması, olgun aklı müjdeler!
  • Yeni sürmüş, yeni yeşermiş yapraklarsa meyvenin hamlığına delalet eder.
  • Azıksızlık azığı her şeyden vazgeçiş, Ariflik nişanesidir. Altının sarılığı, sarrafın yüzünü kızartır, benzine kan getirir. 2055
  • Gül yüzlü, sakallı, bıyığı yeni terlemiş genç, henüz mektepte okuma, yazma öğrenmededir.
  • Yazısı, yazısının harfleri eğri büğrüdür... Gürbüz olsa bile delikanlıdır, aklı azdır onun!