- Ey Allah elçisi, şu askere bak! Ondan daha yaşlı daha ileri bunca kişi var! 2050
- یا رسولالله درین لشکر نگر ** هست چندین پیر و از وی پیشتر
- Bu ağaçtaki şu sarı yaprağa bakma da onun olgun elmalarını devşir!
- زین درخت آن برگ زردش را مبین ** سیبهای پختهی او را بچین
- Onun sarı yaprakları nasıl olur da bomboş olur... Zaten yaprağının sararması, olgunluk ve kemal alâmetidir.
- برگهای زرد او خود کی تهیست ** این نشان پختگی و کاملیست
- Yüzün sararması, saçın sakalın ağarması, olgun aklı müjdeler!
- برگ زرد ریش و آن موی سپید ** بهر عقل پخته میآرد نوید
- Yeni sürmüş, yeni yeşermiş yapraklarsa meyvenin hamlığına delalet eder.
- برگهای نو رسیدهی سبزفام ** شد نشان آنک آن میوهست خام
- Azıksızlık azığı her şeyden vazgeçiş, Ariflik nişanesidir. Altının sarılığı, sarrafın yüzünü kızartır, benzine kan getirir. 2055
- برگ بیبرگی نشان عارفیست ** زردی زر سرخ رویی صارفیست
- Gül yüzlü, sakallı, bıyığı yeni terlemiş genç, henüz mektepte okuma, yazma öğrenmededir.
- آنک او گل عارضست ار نو خطست ** او به مکتب گاه مخبر نوخطست
- Yazısı, yazısının harfleri eğri büğrüdür... Gürbüz olsa bile delikanlıdır, aklı azdır onun!
- حرفهای خط او کژمژ بود ** مزمن عقلست اگر تن میدود
- İhtiyarın ayağı, hızlı adım atmasa da aklının iki kanadı vardır, yücelerde uçar!
- پای پیر از سرعت ار چه باز ماند ** یافت عقل او دو پر بر اوج راند
- Örnek istiyorsan Cafer’e bak! Allah, ona elinin, ayağının yerine iki kanat verdi!
- گر مثل خواهی به جعفر در نگر ** داد حق بر جای دست و پاش پر