English    Türkçe    فارسی   

4
2050-2059

  • Ey Allah elçisi, şu askere bak! Ondan daha yaşlı daha ileri bunca kişi var! 2050
  • یا رسول‌الله درین لشکر نگر ** هست چندین پیر و از وی پیشتر
  • Bu ağaçtaki şu sarı yaprağa bakma da onun olgun elmalarını devşir!
  • زین درخت آن برگ زردش را مبین ** سیبهای پخته‌ی او را بچین
  • Onun sarı yaprakları nasıl olur da bomboş olur... Zaten yaprağının sararması, olgunluk ve kemal alâmetidir.
  • برگهای زرد او خود کی تهیست ** این نشان پختگی و کاملیست
  • Yüzün sararması, saçın sakalın ağarması, olgun aklı müjdeler!
  • برگ زرد ریش و آن موی سپید ** بهر عقل پخته می‌آرد نوید
  • Yeni sürmüş, yeni yeşermiş yapraklarsa meyvenin hamlığına delalet eder.
  • برگهای نو رسیده‌ی سبزفام ** شد نشان آنک آن میوه‌ست خام
  • Azıksızlık azığı her şeyden vazgeçiş, Ariflik nişanesidir. Altının sarılığı, sarrafın yüzünü kızartır, benzine kan getirir. 2055
  • برگ بی‌برگی نشان عارفیست ** زردی زر سرخ رویی صارفیست
  • Gül yüzlü, sakallı, bıyığı yeni terlemiş genç, henüz mektepte okuma, yazma öğrenmededir.
  • آنک او گل عارضست ار نو خطست ** او به مکتب گاه مخبر نوخطست
  • Yazısı, yazısının harfleri eğri büğrüdür... Gürbüz olsa bile delikanlıdır, aklı azdır onun!
  • حرفهای خط او کژمژ بود ** مزمن عقلست اگر تن می‌دود
  • İhtiyarın ayağı, hızlı adım atmasa da aklının iki kanadı vardır, yücelerde uçar!
  • پای پیر از سرعت ار چه باز ماند ** یافت عقل او دو پر بر اوج راند
  • Örnek istiyorsan Cafer’e bak! Allah, ona elinin, ayağının yerine iki kanat verdi!
  • گر مثل خواهی به جعفر در نگر ** داد حق بر جای دست و پاش پر